Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçu ve Cezası
Osmanlı Devleti’nin son dönemleri, dünyada yaşanan gelişmelerin de etkisiyle büyük zorluklar ve kanlı savaşlara sahne olmuştur. Yüzlerce yıl Osmanlı hakimiyetinde bulunan pek çok ülke bağımsızlığını kazanmış, Osmanlı Devleti sürekli olarak kan kaybetmiştir. 1881 yılında Selanik’te doğan Mustafa Kemal, gençliğinden itibaren askeri eğitim ve disiplin ile yetişerek cepheden cepheye koşmuş ve ülkenin kurtuluşu için kafa yormuştur.
Birinci Dünya Savaşı sırasındaki kahramanlıklarının ardından işgal altında bulunan Osmanlı Devleti’nin zor koşullarında Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini yakan Mustafa Kemal, emperyalist güçlere karşı Anadolu’dan doğan bir mücadele gücü ile tarifsiz bir başarıya öncülük etmiş ve bugün içinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri olmuştur.
Atatürk’ü sadece askeri dehası ve savaş meydanlarında kazandığı başarılarla sınırlandırmak doğru değildir. Cumhuriyet rejiminin getirilmesi ve yeni bir devletin doğuşu ile başlayan devrimler silsilesine zihni, fikirleri ve yöneticilik kabiliyetleri ile öncülük eden Atatürk, bu süreçte ülke içerisinde ve ülke dışından ciddi muhalefetle, hatta isyanlarla mücadele etmek durumunda da kalmıştır.
1938 yılındaki vefatına kadarki süreçte, temeli sağlam ve sarsılmaz bir cumhuriyetin yaratılmasının önderliğini yapan Atatürk’ün vefatının ardından karşıt görüşe sahip cumhuriyet karşıtı yapılar, Atatürk’ün hatırasına ve devrimlerine saldırma teşebbüslerinde bulunmuşlardır. Bu nedenle Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu gibi düzenlemeleri de içeren 5816 sayılı Atatürk’ün Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, 25 Temmuz 1951 tarihinde yürürlüğe koyulmuştur.
İçindekiler
Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçu Nedir?
Atatürk’ün hatırasına hakaret eylemi, doğrudan Atatürk aleyhine sövgü şeklindeki hakaret içerikli söylemler vasıtası ile gerçekleştirilebileceği gibi onun hatırasını yaşatan büst, heykel gibi yapılara fiziki saldırı yoluyla da gerçekleştirilebilir. 5816 sayılı kanunun 1. maddesi “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.” hükmü ile bu suça ilişkin hukuki düzenlemeyi içermektedir. Ayrıca takip eden 2. maddedeki “Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.’’ düzenlemesi, suçun nitelikli hallerine dair düzenlemeleri içermektedir.
Bu düzenleme ve suç türü ile, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırası ile onunda pek çok noktada özdeşleşen cumhuriyet değerlerinin korunması amacı güdülmüştür.
Gerçekten de Atatürk’ün hatırası, cumhuriyetin ilkeleri ve yaşanan devrimler ile doğrudan örtüşmektedir. Bu sebeple Atatürk’ün manevi varlığı, bir yerde fikirlerinin ve pozitif değerlerin yansıması olarak değerlendirilerek korunması gereken bir soyut varlık olarak değerlendirilmiştir.
5816 Sayılı Kanun Nedir?
5816 sayılı kanun ya da tam adıyla Atatürk’ün Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, 1951 yılında yürürlüğe giren ve halen yürürlükte olan; Atatürk’ün manevi varlığını koruma amacıyla birtakım yaptırımlar öngören bir kanundur. Kanun, oldukça kısa ve tek yönlüdür.
Yasanın içeriğinde Atatürk’e karşı hakaret veya Atatürk’e ait fiziki anıtlara karşı saldırıların cezai yaptırımları düzenlenmiştir. Ayrıca yasa ile cumhuriyet savcılıklarına, ilgili suçlara karşı re’sen soruşturma başlatma yetkisi verilmiştir. Bir diğer deyişle 5816 sayılı kanun hükümleri ile ilgili yapılacak soruşturmalarda şikayet zorunluluğu bulunmamaktadır.
Tüm Türkiye’nin ortak değeri olarak kabul edilen Atatürk’ün anısına, hatırasına ve manevi varlığına hakaret suçunun nitelikli hallerini de içeren kanun, toplam 5 maddeden oluşur. Atatürk’e hakaretin cezası bu kanunla düzenlenmiş olup anılan suçu işleyen kişilerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları öngörülmüştür.
Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçunun Hareket Unsurları Nelerdir?
Atatürk’ün hatırasına hakaret suçunun manevi unsurunu kast oluşturur. İlgili suç taksirle işlenebilen suçlardan değildir. Bununla birlikte suçun hareket unsurunu, Atatürk veya onun hatırası hakkında sövme, küfretme, hakaret etme gibi eylemlerin gerçekleşmesi oluşturur.
İlgili suç, günümüzde çoğunlukla yazılı vasıta ile ve sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirildiğinden suçun hareket unsurunu paylaşımın gerçekleştirilmesi meydana getirir. Atatürk hatırasına alenen hakaret suçu, ilgili suçun nitelikli hali olup verilecek cezanın yarı oranda artırılması ile neticelenen bir türdür. İlgili suç iki veya daha fazla kişi tarafından toplu olarak veya umuma açık yerlerde ya da basın organları yolu ile işlenirse ceza artırımına gidilir.
Ayrıca 5816 Sayılı Kanun Atatürk’ü temsil eden heykel, büst, portre ve benzeri yapılara karşı işlenen saldırgan fiillerin de bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Bu suç türü yönünden hareket unsurunu tahrip etme, bozma, lekeleme, kırma gibi zarar verici eylemler oluşturur.
Atatürk’ün anımsanması ve hatırasının yaşatılması amaçlı olarak pek çok yerde karşılaşılan bu türden yapıların, kötü emelli topluluklar tarafından kolay bir hedef haline getirilmemesini ve bu vasıta ile Atatürk’ün manevi varlığına saldırıları bertaraf etmeyi amaçlayan bu düzenlemede suç hareketin gerçekleşmesi ile ve ancak kasten yapılarak meydana gelir.
Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçunda Aleniyet
Atatürk’ün hatırasına hakaret edilmesini cezaya bağlayan hukuki düzenleme, aynı zamanda bu eylemin alenen işlenmesi halinde cezai yaptırımın öngörüldüğünü de belirtmektedir. 5816 sayılı kanunun birinci maddesinde yer alan alenen ibaresi, işlenen suç içerikli eylemin ya da söylemin başkaları tarafından görülebilmesi, duyulabilmesi ya da anlaşılabilmesi olarak tanımlanabilir.
Bir kişinin yalnızca kendisinin bulunduğu bir ortamda sarf ettiği söylemlerin suç olarak karşısına çıkartılması hukuken mümkün değildir. Bu sebeple 5816 sayılı kanundan doğacak ceza yargılamalarında, işlenen eylemin aleni şekilde meydana gelmiş olması şartı aranır.
Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçunda Zamanaşımı
Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu şikayete tabi suçlardan değildir. Bu nedenle savcılık tarafından tespiti yapılan şüpheliler hakkında kendiliğinden işlem yapılır. Anılan suça yönelik zamanaşımı süresi ise 8 yıl olarak belirlenmiştir. Eylemin ardından 8 yıllık sürenin geçmesi ile birlikte işlenen suç hakkında soruşturma yapılmaz.
Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçunun Nitelikli Halleri
Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu ve Atatürk’e ait sembol nitelikteki varlıklara saldırma suçunun nitelikli halleri de 5816 Sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. İlgili suçların iki veya daha fazla kişi tarafından toplu halde, topluma açık yerlerde veya basın yolları ile işlenmesi halinde faillere verilecek ceza yarı oranda artırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri ya da Atatürk’ün kabrini fiili eylemlerle tahrip eden, bozan, kıran veya genel anlatımla zarar veren kişilerin bu eylemi zor kullanarak meydana getirmeleri halinde ise verilecek ceza bir kat daha artırılır.
Türkiye’nin ortak mirası olan Atatürk ve onun devrimleri, cumhuriyet rejiminin temelini oluşturur. Bu sebeple Atatürk’e ve onun manevi mirasına yapılacak fikri veya fiziki saldırılara karşı özel bir yasa ile cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, tecrübeli kadrosu ile hukuki danışmanlık hizmetleri vermeye devam etmektedir.