Ceza Zamanaşımı
Türk Ceza Kanunu’nun 68. Maddesinde ceza zamanaşımı düzenlenmiştir. Ceza zamanaşımında, mahkumiyet hükmü kesinleşmiş ve belirli bir süre geçmesine rağmen hüküm infaz edilememiş olması gerekir. Kanunla belirlenen ceza zamanaşımı süresi dolmasına rağmen, hüküm infaz edilemezse, cezanın infazından vazgeçilmesi durumu ortaya çıkar. Ceza zamanaşımında hükmedilen cezanın infazı söz konusu olurken, dava zamanaşımında, devletin cezalandırma hakkı ortandan kalkar.
İçindekiler
Ceza Zamanaşımı Nedir? Nasıl Hesaplanır?
Ceza zamanaşımı, bir suçun yargılanıp, verilen mahkumiyet kararının hükme bağlanmasına rağmen, infazın gerçekleştirilememesidir. Ceza zamanaşımı hükmün açıklanması ile başlar. Kanunda öngörülen süre içerisinde, hükmedilen ceza infaz edilemezse ceza zamanaşımı şartları oluşur.
Ancak mahkumiyet hükmünde karar verilen sonuçları bakımından bağlayıcıdır. Ceza zamanaşımı istisnai durumların oluşması durumunda, zaman süresi kesilir. Zaman süresini kesen istisnai durumlar ortadan kalktığında, ceza zamanaşımı süresi sıfırlanarak, bu süre sonunda sıfırdan başlatılır. Sanığın yakalanarak ceza infazı gerçekleştirilmişse, zaman sıfırlanır. Bu durumda zaman aşımı süresi yeniden başlar.
Ceza Zamanaşımı Süresinin Tespiti Nedir?
Ceza zamanaşımı süresi, kanun koyucu tarafından önceden belirlenmiştir. Ceza zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nun 68. Maddesinde düzenlenmiştir. Ceza zamanaşımı süresinin tespiti, konusu suç teşkil eden eyleminden dolayı, kişiye fiilen uygun caza zamanaşımının tayin edilmesidir.
Buna göre;
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları 40 yıl,
- Müebbet hapis cezaları 30 yıl,
- 20 yıl ve daha fazla süreli mahkumiyet gerektiren cezalar 24 yıl,
- 5 yıldan fazla, 20 yıldan az hapis cezası gerektiren cezalar 20 yıl,
- 5 yıla kadar olan hapis ve adli para cezaları 10 yıl olarak belirtilmiştir.
Ceza zamanaşımı kişilere tanınan bir ayrıcalık olmayıp, sınırları kanunla belirlenen bir haktır. İstisnai durumlar hariç, kanunda öngörülen ceza zamanaşımı, aksine bir hüküm bulunmadığı sürece aynen işletilir. Ceza zamanaşımının tespitinde kişinin, eylemde bulunmuş olduğu fiilin niteliğine ve uygulanan mahkumiyet kararına göre mahkeme tarafından tespit edilir.
Ceza Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Nedir?
Ceza zamanaşımından bahsedilebilmesi için, ceza yargılamasının yerine getirilerek hükme bağlanmış olması ve sanığın cezasının infaz edilememesi gerekir. Ceza zamanaşımı süresi mahkumiyet kararına hükmedilmesi ile başlar. İstisnai durumlarda ceza zamanaşımı süresinin kesilmesi durumunda, ceza zamanaşımı süresi sıfırlanır ve süre sıfırdan yeniden başlar. Suçun cezası, seçimlilik olarak adli para cezası ve hapis cezasına hükmedildiğinde, ceza zamanaşımı süresi, verilen hapis cezasına göre değerlendirilir.
Suç Tarihi İtibariyle 18 Yaşını Bitirmişler İçin
Suç tarihinde18 yaşını bitirmiş olan sanıkların, Ceza zamanaşımı süresi Türk Ceza Kanunu’nun 68. maddesinde yer alan hükümlere tabidir. Bu durumda bulunan kişilere ceza zamanaşımı süresi aynen uygulanır. 18 yaşını bitirmiş sanıklar için, ceza zamanaşımı süresi basımından istisnai bir durum bulunmaz.
Suç Tarihi İtibariyle 15 Yaşını Bitirmiş – 18 Yaşını Bitirmemişler İçin
Ceza zamanaşımı bakımından, kanun koyucu 18 ve 15 yaşının altındaki kişiler için istisna getirmiştir. Suç fiilini işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış, 15 yaşını doldurmuş kişilere hakkında uygulanan ceza zamanaşımı süresi, kanunda belirtilen ceza zamanaşımı süresinin üçte ikisi kadardır. Bu durumda olan kişiler, suçun niteliğine göre düzenlenen ceza zamanaşımı süresinin, üçte ikisini tamamladığında ceza infaz edilemez.
Suç Tarihi İtibariyle 12 Yaşını Bitirmiş – 15 Yaşını Bitirmemişler İçin
Kanun koyucu 15 yaşını bitirmemiş, 12 yaşını bitirmiş kişiler içinde, ceza zamanaşımı süresi bakımından istisnai olarak, kişinin lehine düzenleme yoluna gitmiştir. 12 yaşını bitirmiş, 15 yaşını bitirmemiş kişilerin ceza zamanaşımı süresi, suçun niteliğine göre düzenlenen ceza zamanaşımı süresinin yarısı kadar düzenlenmiştir. Bu durumda olan kişiler, cezanın niteliğine göre verilen ceza zamanaşımı süresinin yarısını tamamladıklarında, ceza infaz edilemez.
Ceza Zamanaşımı Yargıtay Kararı
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2006/6-135 Esas ve 2006/128 sayılı Kararında, sanık hakkında hükmün kesinleşmesinden sonra, sanık lehine uyarlanan kanun düzenlemesi olması durumunda, uyarlama yargılaması yapılarak, sanığın hukuki durumuna uygun lehte olan kanun tespit edilir. Kanun sebebi ile yürürlüğe giren kanun sebebi ile uyarlama yargılamasında verilen kararlar hüküm niteliği taşır kararına hükmedilmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2011/250720 sayılı Kararında, TCK’nın 71 ve 114. maddelerine atıfta bulunarak, ceza zamanaşımını kesen nedenler arasında sayılmadığını, Kanunla belirtilen zamanaşımını kesen ve başlatan nedenlerin kıyas ve yorum yoluyla hükümlü aleyhine genişletilmeyeceğine hükmetmiştir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2014/19694 sayılı Kararında, mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine ilişkin, hüküm kanun yararına bozulabilir hükmüne yer vermiştir. Ayrıca kanun yararına bozma isteminden önce, hüküm kesinleşmiş olduğundan, kanun yaranına bozma talebinin kabulü ile yapılacak yargılama dava zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağına hükmetmiştir. Hükmün kesinleşmesinin, sanığın hükümlü sıfatı almasını etkilemeyeceği, bu nedenle hükümlü hakkında uygulanan dava zamanaşımı şartlarının değil, ceza zamanaşımı şartları bakımından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Sanığa sahte fatura kullanmak suçundan 2103 sayılı Kanun’un 359/b-1 maddesi gereğince, on sekiz aydan, üç yıla kadar hapis cezası talebi ile dava açılmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 102/4. maddesi gereğince, bu suçun dava zamanaşımı 5 yıl olup, kanunun 104/2. maddesi göz önüne alındığında, kesintili dava zamanaşımı 7 yıl 6 ay olarak hesaplanır. YCGK’nun 2016/65 sayılı Kararında, 21.01.2005 tarihinde gerçekleşen eylemin, TCK’nun 102/4. maddesi gereğince 5 yıllık asli zamanaşımının 10.05.2010 tarihinde iddia kabulüne kadar gerçekleştiği anlaşılmıştı. Hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2021/9271 sayılı Kararında, hükümlü hakkında düzenlenen çağrı kağıdının 08.08.2008 tarihinde tebliğ edildiği, hükümlünün tebliğ tarihinden sonra ceza zamanaşımını kesecek herhangi bir eylemde bulunmadığı, 13.05.2008 tarihinde hükümlünün yakalandığı, 09.09.2019 tarihine kadar, TCK’nın 68/1-e maddesi gereğince, 10 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği sebebi ile itirazın reddine hükmetmiştir.