Genel

Depremde Yıkılan Binalarda Müteahhitin Cezai Sorumluluğu

Türkiye önemli fay hatları üzerinde bulunur. Bu açıdan düşünüldüğünde Türkiye’nin bazı bölgeleri yüksek riskli olup, bazı bölgeleri daha az riskli konumdadır. Ancak Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde bulunması nedeniyle, bu yönde tüm tedbirlerin alınmasına gerekir.

Bu sayede oluşabilecek can kayıpları ve hasarla en aza indirilebilir. Depremde müteahhitin sorunluluğu bulunur. Ancak depremlerde oluşabilecek can kayıplarının en aza indirilmesinden sadece müteahhitler sorumlu tutulamaz.

Depremde müteahhitin sorumluluğu konusundan bahsedebilmek için, müteahhitin sorumluluğu kaç yıldır? Bilinmesi gerekir. Müteahhitlerin sorumlulukları Türk Borçlar Kanunu’nun 474/1 maddesinde açık ayıp ve gizli ayıp başlıkları ile belirtilmiştir. Açık ayıp tespiti durumunda, en kısa sürede ayıbın giderilmesi için müteahhide bildirimde bulunulması gerekir.

Açık ayıpların tespit edilmesine rağmen iş teslimi işlemi gerçekleşmişse, müteahhit bundan dolayı sorunlu tutulamaz. Yapılarda gizli ayıbın tespit edilmesi durumunda derhal müteahhite bildirimde bulunulması gerekir. İş tesliminden itibaren gizli ayıplarda müdeahhit 5 yıl sorumludur. Ancak yapıda ağır kusurların oluşması durumunda, müteahhidin sorunluluğu teslim tarihinden başlayarak 20 yıl olarak belirtilmiştir. Belirtilen süreler aynı zamanda dava zaman aşımı süresini de belirler.

Depremde müteahhitin sorumluluğu çoğunlukla deprem oluşması durumunda gündeme gelir. Ancak Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde bulunması nedeniyle sürekli güncelliğini koruması gerekin konular arasında yer almalıdır.

Her ne kadar müteahhitlerin depreme dayanıklı yapılar inşa etmesi gerekirken, yeterince denetimlerin oluşturulmaması, bazı hususların göz ardı edilmesi, iş sahiplerinin yeterince bilinçli olmaması depremlerde yıkımların yaşanmasına, yüksek oranda can ve mal kalıplarına sebep olur. Bu anlamda yapı denetim firmalarının ve imarla ilgili yetkili birimlerin daha sorumlu davranması gereklidir.

Danışmanlık hizmeti almak için hemen avukata sor sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Depremde Yıkılan Binalarda Müteahhidin Cezai Sorumluluğu Var Mı?

Depremler yıkıcı etkileri olan doğal afetlerdendir. Türkiye’de yaşanan depremlerde çok sayıda can kayıpları yaşanmıştır. Bunların nedenleri ortaya konulmasına yönelik yapılan araştırmalar, yapıların depreme hazır olmadığı nedeniyle yüksek oranda can kayıplarının yaşandığını ortaya koymuştur.

Depremlerin önüne geçilemez, ancak gerekli önlemler alınarak can kayıpları en aza indirilebilir. Öncelikle oluşturulan yapıların zemin etütlerinin gereğince ortaya konması ve buna göre şehirlerin oluşturulması gerekir. Bunun yanında depremde müteahhitin sorumluluğu da ön plana alınmalıdır.

Oluşan depremlerde yapısal hatalardan dolayı can kayıplarının yaşanmış olması, depremde müteahhitin sorumluluğu konusunda daha titiz çalışmaların yapılmasına gerek duyulduğunu işaret eder. Öncelikle deprem sonrası gerçekleşen yıkımlarda, yapısal hataların ortaya konması gerekir. Bu sayede müteahhide hukuki sorumluluk yanında, cezai sorumlulukta yüklenebilir.

Bazı durumlarda müteahhit sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmesine rağmen, iş teslimi sonrasında yapıda usulsüz gerçekleştirilen işlemler, bu tür yıkımlara sebep olabilir. Bu durum zemin kolonlarının usulüz kesilmesi şeklinde görülebilir. Bu nedenle oluşan deprem yıkımlarından ve can kaybının yaşanmasından müteahhit sorumlu tutulamaz.

Ceza davalarında ilgili kişiler kusurları oranında cezalandırılabilirler. Gerek deprem öncesi, gerekse deprem sonrası yaşanabilecek sorunlarda, müteahhit mahkemeye verme durumlarında, yapılan yargılama sonucunda kusuru oranında müteahhit hakkında gerekli ceza öngörülecektir.

Depremde müteahhitin sorumluluğu hukuki sorumluluğu ve cezai sorumluluğu açısından farklı değerlendirilmelidir. Hukuki sorumluluk zaman aşımı yapının teslim tarihinden itibaren başlarken, cezai sorumluluk yıkımın gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.

Müteahhitin sorumlu tutulabileceği yıkımlarda ölüm gerçekleşmişse, ceza davası Taksirle ölüme neden olma eyleminden sorumlu tutulacak ve Türk Ceza Kanununun 85. Maddesinin hükümleri işletilecektir. Depremde Müteahhit hakkında ceza öngörülebilmesi için, öncelikle yıkımın gerçekleşmesi durumunda illiyet bağının kurulması gerekir.

Müteahhidin Cezai Sorumluluğu Var Mı?

Yaşanan Yıkımlar Sonucu Oluşabilecek Suçların Değerlendirilmesi

Bir yapının ileride birinin ölümüne sebep olmak kastıyla inşa edilmeyeceği varsayılır. Bu nedenle deprem nedeniyle yaşanan yıkımlarda can kayıplarının yaşanması durumunda, taksirle öldürme, taksirle yaralama ve ihmalen öldürme eylemlerinden söz edilebilir. Bu suçların oluşması için de, öncelikle illiyet bağının kurulması gerekecektir. Aksi durumda bu eylemden söz edilemez.

Yıkımlar sonucu oluşabilecek suçlar icrai ve ihmali davranışlarla gerçekleşebilir. İcrai davranışta söz edebilmek için, kanunla düzenlenen hükümlerin yerine getirilmemesi ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerin icra edilmemesi şartlarının oluşması gerekir. İhmali davranışta başkalarının hayatını tehlikeye atacak tedbirlerin alınmamış olması gerekir.

Depremde müteahhitin sorumluluğu, suçun oluşmasına etki eden diğer sorumluların ortadan kaldırmaz. Binanın yıkılmamasına yönelik gerekli önlemleri almayan sorumlularda, oluşun suç açısından müşterek sorumludurlar.

Taksirle Öldürme Suçu Nedir?

Türk hukukunda yer edinen taksirle öldürme suçu, kişinin yükümlülüğünü bilerek ve isteyerek yerine getirmemesi sonucu ölümün meydan gelmesi durumu olarak izah edilebilir. Taksirle öldürme eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirilirken, taksirli öldürme olayında öldürme kastı yoktur.

Taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Hayata Karşı Suçlar bölümünün 85. Maddesinde belirtilmiş ve öngörülüne cezai müeyyidelere ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Taksirle öldürme suçunun gerçekleşmesi için koşullarının oluşması gerekir.

Taksirli suçlarda;

  • Failin eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi,
  • Suç ile fail arasında illiyet bağının bulunması,
  • Failin suçun sonucu bakımından kastının bulunmaması,
  • Eylemin sonucunda, TCK’da belirtilen bir suçun ortaya çıkmış olması,

Gibi şartlarını yerine getirmesi durumda, taksirli suçlardan söz edilebilir. Taksirli öldürme olayında teşebbüsten söz edilemez. Ancak eylemin gerçekleştirilmesi ve sonuçları açısından olası kast, taksirli kast veya bilinçli taksir, bilinçli taksir olarak sınıflandırılmaya tabi tutulmuştur.

Olası Kast Nedir? Olası Kast ile Müteahhit Nasıl Sorumlu Olabilir?

Türk Ceza Kanunu’nda olası kast, cezai müeyyidenin ağırlaştırılmış sonuçlarını ortaya koyar. Olası kastta fail olayın sonucunu doğrudan istemese de, sonucun öngörülür olması nedeniyle kayıt kalması durumunda gerçekleşir. Olası kast fiilin bir yan neticesi olarak ortaya çıkar.

Depremde müteahhitin sorumluluğu açısından olası kasttan söz edilebilmesi için, müteahhit eyleminin sonucu öngörebilir olması ve sorumluluğu kapsamında gerekli önlemleri almaması gerekir. Depremde meydana gelen ölümlerin gerçek nedeni, depreme bağlı yıkımların oluşması iken, yan etken olarak müteahhidin gerekli önlemleri almamış olması ve yapının imar kurallarına uygun yapılmış olması tali neden olarak müteahhide sorumluluk bindirir.

Depremde müteahhitin sorumluluğu açısından deliller ortaya konulduğunda, taksirle bir insanın ölümüne sebep olması durumunda, iki yıl ile altı yıl arasında hapis cezasına çarptırılır. Müteahhit eylemi nedeniyle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmuş veya yaralanmasına sebep olmuşsa, iki ile on beş yıl aralığında cezaya hükmedilir.

Deprem Sonrası Alınabilecek Önlemler Nelerdir?

Deprem öncesi alınacak tedbirlerle, deprem oluşması durumunda can ve mal kayıpları en aza indirilebilir. Bunun yanında deprem sonrası alınabilecek önlemler nelerdir? Konuları hakkında bilgi edinilerek, sonraki süreçte kişisel veya kurumsal önlemlerle daha fazla can kayıplarının yaşanmamasına olanak sağlanabilir. Deprem yaşanması durumunda öncelikle bireyler olması muhtemel diğer olumsuzlukların önüne geçmek için, birtakım önlemler almalıdır.

Deprem sonrası bireyler;

  • Öncelikle kendilerini kontrol ederek, açık kanamaları varsa uygun araçlarla tampon uygulaması yapmalıdır.
  • Çevresini kontrol ederek yaşam belirtisi durumunda, bu kişilerin de açık kanamaları var ise uygun tamponlar kullanılmalıdır.
  • Yangın çıkması olasılığına karşı, doğal gaz vanasının kapatılması, camların açık konuma getirilmesi, mümkün olması durumunda binanın acilen tahliye edilmesi gerekir.
  • Daha önce oluşturulmuş deprem çantası var ise, kişiler bunu da beraberinde taşımalıdır.
  • İletişim araçları ile yayınlanan duyuruları dinleyecek ortam oluşturmalı ve duyurulara yönelik tedbirler oluşturmalıdır.
  • Deprem sonrası gerekli inceleme yapılmadan kesinlikle yaşam alınan dönüş yapılmamalıdır.
  • Deprem sonrası tahliye işlemlerinde asansör kullanılmamalı, taliye mümkün olmadığı durumlarda yaşam üçgeni oluşturularak yardım gelmesi beklenmelidir.

Gibi tedbirler olası tehlikelerin önüne geçebilirler. Bunun yanında ilgili kurumlarda doğal gaz kesilmesi, elektrik akımının kesilmesi gibi gerekli tedbirleri alacaklardır. Ayrıca deprem sonrası hukuki yollara başvurmak isteyen taraflar, ilgili kurumlardan rapor ve tutanak gibi belgeleri temin etmeleri gerekir.

Deprem sonrası yapıda oluşan hasarların delillendirilmesi açısından, mümkün olması durumunda görüntü kaydı oluşturulması, enkaz kaldırma işlemleri sonrası delillerin kaybolmaması açısından önemlidir.

Sonuç

Gölcük ve Düzce’de 1999 yılında gerçekleşen depremler, 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli toplam on ili kapsayan yüksek şiddetli depremler sonuçları itibari ile birçok yıkıma neden olmuş ve çok sayıda can kaybı yaşanmıştır. Can kayıpları ve yıkım nedenleri tek başına deprem ile ilişkilendirilemez.

Bunun yanında neden ve sonuç ilişkilerinin de ortay konulması gereklidir. Yıkıcı gücü yüksek olan depremler nedeniyle can kayıplarının yaşanması olanaklıdır. Ancak gerekli tedbirler alındığında daha az yıkımla, daha az can kaybının yaşanması da olanaklıdır.

İdarenin gereğince denetim yetkisini kullanmaması, çarpık kentleşme, depreme dayanıklı yapıların oluşturulmaması gibi birçok neden, maalesef daha fazla yıkımın gerçekleşmesine ve daha fazla can kaybına sebep olmaktadır.

Depremlerde can kayıplarının fazla yaşanmasının en büyük nedenlerinden biri de, müteahhitler tarafından oluşturulan inşaatların mevzuata uygun yapılmamasından kaynaklanır. Bu tür olaylarda vefat edenlerin yakınları, yaralananlar, maddi anlamda zarar gören kişiler hukuki sürecin işletilmesi, depremde müteahhitin sorumluluğu ve ihmal görülen diğer kişilerin cezalandırılması için şahsi şikayette bulunabilirler.

Hukuki sürecin sağlıklı yürütülmesi ve sorumluların gereken cezayı almaları için, Sinan Eroğlu Hukuk Ve Danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak sürece katkı sağlar. Bu anlamda hizmet almak isteyen müracaat sahipleri, sinaneroglu.av.tr resmi web sayfasından güvenli erişim sağlayarak hukuki danışmanlık alabilir, avukatlık hizmetlerinden faydalanabilirler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu