Geçit Hakkı Davası
Birden çok sayıda parselin arasından geçen, sınır belirleme işlevi gören ve idare tarafından belirlenen planlarda yer alan ortak kamu yollarına kadastral yol adı verilir. Özellikle tarım amaçlı olarak kullanılan araziler, yıllar içerisinde miras yolu ile parçalanarak küçülmekte ve pek çok arazinin bir takım sebeplerle herhangi bir yola komşu olmaması beraberinde bir çok sorunu getirmektedir.
Tarım arazisi olarak kullanılan veya kişinin ikamet edeceği şekilde üzerinde eklentileri bulunan arsaların yola bağlantısının bulunmaması karşısında malik hukuki olarak çaresiz bırakılmamıştır. Ulaşım hakkının ve özgürlüğünün mutlak olduğu gözetilerek yasalar vasıtası ile zorunlu geçit hakkı her malike tanınmış olup dava yolu ile talep edilebilmektedir.
İçindekiler
Geçit Hakkı Davası Nedir?
Geçit hakkı, ana yollara bağlantısı olmayan taşınmazların maliklerine tanınan ve yola kavuşabilmek için komşu diğer taşınmaz maliklerine bir miktar para ödenmesi karşılığında kurulan bir haktır. Anılan hakkın kurulması ile geçit hakkını tanımak zorunda kalan taşınmazın değerinin ve vasfının eksileceği düşünüldüğünden dolayı bu zararın parasal karşılığı ödenmesi esas alınmıştır.
Geçit hakkı isteminde bulunacak taşınmaz maliki, yola kavuşması için en uygun olan komşu taşınmaz malikine veya geçit hakkının kurulmasından en az zarar görecek vasıftaki taşınmazın sahibine başvurmak durumundadır. Her istenen yerden geçit hakkı kurulması mümkün değildir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747. Maddesi ‘’Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.’’ hükmü ile geçit hakkı kurulmasına ilişkin temel düzenlemeyi belirlemektedir.
Geçit hakkının kurulmasına ilişkin problemler bazı durumlarda hukuki yollara başvurulmasına gerek kalmaksızın yerel adetler ve komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümlenebilmektedir. Tarafların karşılıklı anlaşması ile de bir geçit hakkı tesis edilmesi mümkündür. Karşılıklı anlaşmanın ve rızanın mevcut olmaması halinde ise zorunlu geçit hakkı davası ikame edilerek mahkeme kanalı ile bu hakka ilişkin inceleme yaptırılır.
Yargılama süresince mahkeme tarafından taşınmaz vasıfları, geçit hakkı isteyen malikin taşınmazının gerçekten yola bağlantısının olup olmadığı, geçit vermesi istenen taşınmazdan daha uygun bir taşınmazın varlığı, geçit hakkı tanımakla daha az zarar görecek bir malikin olup olmadığı gibi hususlar incelenerek bir karara varılır.
Geçit hakkı davası sürecinde, ilgili hakkı tanımakla maliki olduğu taşınmazın değer kaybından zarar görecek kişiye ödenmesi gereken miktar mahkeme tarafından belirlenir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011 / 14-767 Esas ve 2012 / 97 Karar sayılı ilamında ‘’…saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektif kriterlere, taşınmazın niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır…’’ şeklinde hüküm tesis edilerek bu miktarın tespitinde bilirkişi raporlarının esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Objektif temellere dayalı, denetime elverişli, gerekçesi yasaya ve hayatın olağan akışına uygun olarak hazırlanmış bilirkişi raporlarında belirlenen bedel mahkeme tarafından doğrudan hükme esas alınabilir.
İlgili davanın sonuçlanması ile hükmün anında icra edilmesi mümkün değildir. Geçit hakkı davası kesinleşme gerçekleşmeden sonuç ifade etmeyecektir. Taşınmazın malvarlığı ile doğrudan ilişkili bir sonuç meydana gelmesi nedeniyle bu şekilde bir kural getirilmiştir.
Kesinleşme işlemi ise davanın sona ermesinin ardından diğer kanun yolları kullanılmaz ise mahkeme tarafından verilen başvuru sürecinin sonunda; üst mahkemelerde yargılama süreci devam ettirilir ise kanun yollarının tüketilmesinin ardından gerçekleşir. Kesinleşme şerhi ile birlikte üzerinden geçit hakkı tesis edilen taşınmazın tapu siciline şerh düşülür ve ilgili hak yasal olarak tesis edilmiş olur.
Tüm bu açıklananlar dahilinde geçit hakkının yola ulaşma zaruriyetinden doğduğu görülecektir. Bu bağlamda, zaman içerisinde taşınmazların bulunduğu bölgede yapılacak kadastral çalışmalar ve kamulaştırma gibi süreçlerin meydana gelmesi sonucunda geçit hakkı isteminde bulunmak zorunda olan taşınmaz malikinin zaruriyetinin ortadan kalması halinde maliki olduğu taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulan malik tarafından ilgili hakkın ortadan kaldırılması talep edilebilir. Taşınmazın doğal yollarla yok olması veya eski vasfını taşımaması halinde de ilgili hakkın ortadan kalkacağı belirtilmelidir.
Geçit Hakkı Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Geçit hakkı davaları genel görevli mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülmektedir. Anılan davalara bakmakla yetkili mahkemeler ise üzerinde geçit hakkı kurulması istenen taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleridir. Taşınmaz aynına ilişkin bir hakkın tesisi ile alakalı olan iş bu davalarda görev ve yetki kuralları kesin olup doğru mahkemede ikame edilmeyen davalar bu sebeple reddedilir.
Geçit Hakkı Davası Nasıl Açılır?
Geçit hakkı davasının ikame edilebilmesi için önce kanuni şartlar göz önüne alınarak davalı sıfatını kimin taşıması gerektiği belirlenmelidir. Geçit hakkının tesisine ilişkin doğrudan kanun maddesi ile belirlenen şart, hakkın tesisinden dolayı malvarlığı zarara uğrayacak kişinin belirlenmesinde en uygun ve en az zarar görecek olanın kim olduğunun objektif şekilde seçilmesi gerekliliğidir. Bir komşu taşınmazın üzerine geçit hakkı tesis edildiğinde 2 birimlik arazi etkilenirken diğerinde 1 birim etkileniyorsa, davanın 1 birim etkilenen taşınmaz malikine karşı açılması gerekir.
Bu hususun doğru belirlenmesinin ardından, arabuluculuk süreci gelir. Sürecin anlaşamama olarak sonuçlanması halinde yetkili ve görevli mahkemenin tespiti ile dava dilekçesinin yazılması gerekir. Dava dilekçesinde davalının açık bilgileri, davanın konusu, hukuki dayanağı, dava konusu taşınmazların ada parsel bilgileri, somut olayın gerçekliğine ilişkin deliller veya bu delillerin nasıl elde edilebileceği gibi hususlar yer almalıdır.
Dava, mahkemeye bizzat başvuru veya vekil aracılığı ile işlemlerin yürütülmesi sonucunda ikame edilecektir. Davalıya mahkeme tarafından verilecek cevap süresinin dolmasının ardından duruşma aşaması ile yargılamaya devam edilir, bilirkişi raporu alınır ve mahkemenin gerek görmesi halinde taşınmazların bulunduğu mahalde keşif yapılır. Mahkemenin olaya ilişkin kanaatinin oluşmasının ardından esasa ilişkin karar verilir.
Geçit Hakkı Davası Ne Kadar Sürer?
Zorunlu geçit hakkının tesisi amacı ile açılan davaların ne kadar sürede karara bağlanacağı hususu değişkenlik göstermektedir. Davanın sonuçlanma süresi tarafların sürece etkin katılımı, mahkemenin iş yükü, alınacak bilirkişi raporlarının yasalara uygun olarak tanzim edilmiş olması, somut olayın çözümünün gerektirdiği eylemler gibi değişkenlerden doğrudan etkilenmektedir.
Ortalama olarak bir ile bir buçuk yıl içerisinde ilgili davaların sonuca bağlandığı görülse de sürecin yasalara uygun biçimde yürütülmesi sonucunda bu sürenin kısalabileceğinden bahsedilebilir.
Geçit Hakkı Davası Arabuluculuğa Tabi mi?
Geçit hakkı davası zorunlu arabuluculuk sürecine tabi tutulmuştur. 01.09.2023 tarihinde getirilen yeni düzenlemeler sonucunda komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmasından önce arabuluculuk sürecinin tamamlanmış olması dava şartı olarak belirlenmiştir.
Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıkların içerisinde geçit hakkı da bulunmakta olduğundan arabuluculuk süreci tüketilmeksizin açılacak davalar, dava şartı yokluğu gerekçesi ile reddedilecektir.
Geçit hakkı davaları ve taşınmaz hukukuna ilişkin doğacak her türlü hukuki uyuşmazlıklarınızla alakalı uzman görüşü almak için Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi’nden hizmet alabilirsiniz.