Genel

Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Miras kavramı; bir kişinin ölümü ile ardında bıraktığı haklarının, borçlarının, aktif ve pasif mal varlığının kanunla belirlenen yasal mirasçıları arasında paylaştırılması olarak tanımlanabilir. Vefat etmesinin ardından mirası paylaşılacak kişiye muris (miras bırakan), mirasın bütününe ise tereke adı verilir. Kanun koyucu; murisin belirli derecede yakınlarının miras üzerinde saklı, dokunulamaz asgari paylarının olduğunu belirlemiştir. Miras bırakan vefatından önce bırakacağı vasiyetname ile mirası hakkında tasarrufta bulunabilse dahi saklı pay sahibi mirasçıların terekeden alacağı asgari pay, istisnai durumlar haricinde hukuki koruma altına alınmıştır. 

Saklı pay sahiplerinin kim olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ‘Saklı Pay’ üst başlıklı 506. maddesi ile ‘’Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir: Altsoy için yasal miras payının yarısı, ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri, sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü…’’ olarak belirlenmiştir. Kardeşler arasında mal paylaşımı nasıl olur sorusuna da bu kanun maddesi temel alınarak cevap getirilmiştir. 

Bu konu hakkında detaylı bir anlatıma gitmeden önce terekenin kanuna göre nasıl dağıtılacağının incelenmesi gerekir. Öncelikle murisin vefatı ile birlikte yasal mirasçıların tamamı terekede bulunan mal varlığının maliki sıfatını taşır. Fakat mirasın dağıtılmasına ilişkin yasal süreç sonuçlanana kadar mirasçılar bu mal varlığı üzerinde tek başlarına tasarrufta bulunamazlar. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi ‘’…Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler…’’ hükmü ile terekenin paylaşımdan önceki durumunu düzenlemiştir. Bu düzenlemenin sebeplerinden ilki miras paylarının ve mirasçıların kimliğinin tespitinin hukuki ihtilafa sebebiyet verebiliyor oluşundan dolayı terekedeki malların mirasçılara intikalinin anında gerçekleşememesidir. Mirasa konu mallar, ancak bir takım gerekli işlemlerin tamamlanması sonucu mirasçıya intikalin tamamlanması ile tasarrufa konu olabilir.

Zümre Sistemine Göre Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı

Zümre Sistemine Göre Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı

Kardeşler arasında miras paylaşımı konusu ile birlikte paylaşım yapılacak kardeşlerin hangi zümreye ait olduğu tartışması da gündeme gelecektir. Miras bırakanın alt soyu, zümre sistemine göre birinci zümreden mirasçılardır. Birinci zümrede sağ kişiler olması durumunda miras, bunlar arasında eşit şekilde dağıtılır. İkinci zümre ise miras bırakanın annesi ile babası ve bunların sağ olmaması durumunda sağ olan evlatlarından oluşur.

Zümre sistemi, mirasın kimler arasında paylaşılacağını belirlemekte olduğundan ‘kardeşler’ ifadesi ile miras bırakanın çocuğu olan kardeşlerin mi yoksa miras bırakanın öz kardeşlerinin mi kastedildiği belirlenmelidir. Birinci zümre miras grubunda ilgili mirası bırakanın kendi çocukları, torunları ve torunlarının çocuklarını yer alır. Birinci zümrede yer alan kardeşler, miras bırakanın çocuklarıdır. Miras bırakanın kendi kardeşleri ise ikinci zümre mirasçısı olarak nitelendirilir.

Mahkeme Yoluyla Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı

Miras kardeşler arasında nasıl paylaşılır sorusuna yanıt verirken iki ayrı yol dikkate alınır. Bu yollardan ilki, mirasın dava yoluyla paylaşılmasıdır. Mirasın taksimi olarak da anılan bu dava türünün adında geçen taksim kelimesi, hukuki bir terim olarak bölüştürme kelimesine karşılık gelir. Adından da anlaşılacağı üzere miras paylaşım davaları, üzerinde anlaşılamayan mirasın mahkeme yolu ile yasal mirasçılar arasında bölüştürülmesini sağlamaktadır.

Mirasın paylaşımı davasının hukuki dayanağını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesinde yer alan ‘’Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır. Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir…’’ hükmünden almaktadır.

Kanun hükmünde de bahsedildiği gibi mirasın paylaştırılması talebi, mirasçıların herhangi biri veya birkaçı tarafından Sulh Hukuk Mahkemeleri’nde açılacak dava sonucunda mahkeme eliyle gerçekleştirilebilir. Davaya bakmaya yetkili Sulh Hukuk Mahkemeleri ise miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yerinde bulunan mahkemelerdir. 

Mahkeme tarafından mirasın paylaştırılması durumunda iki türlü bölüştürme usulü gündeme gelir. Bunların ilki, aynen taksim adı verilen ve mirasa konu malların eşit parçalara bölünerek mirasçılara dağıtılmasını esas alan yöntemdir. Aynen taksimin mahkeme tarafından gerçekleştirilebilmesi için ilk şart, tüm mirasçıların paylaşımın bu şekilde yapılmasına rıza göstermiş olmasıdır.

İkincil koşulun ise aynen taksim yolu ile paylaşımı gerçekleştirilecek malın, bu şekilde paylaşılması halinde değerini yitirmiyor olması olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra aynen taksimin mirasçılar tarafından talep edilmiş olması ve paylaşımı gerçekleştirilecek varlığın hakkaniyet ölçüsünde paylara bölünmeye uygun olması gerekir. 

Satış Yoluyla Kardeşler Arasında Mirasın Paylaşılması

Satış Yoluyla Kardeşler Arasında Mirasın Paylaşılması

Kardeşler arasında miras paylaşımı yaparken kullanılan bir diğer yöntem, satış yoluyla taksim olarak anılmaktadır. Bu usulde terekedeki mallar paylaşım yapılmadan önce mahkeme tarafından paraya çevrilir ve satışın gerçekleşmesi sonucunda elde edilen miktar mirasçılar arasında payları oranında paylaştırılır. Mahkeme, mirasa konu malların ihaleye çıkacağı bedelleri belirlemeden önce bilirkişi, keşif, uzman görüşü gibi hukuki delillerden faydalanır. Bedellerin belirlenmesinin ardından mallar açık artırma usulüne göre satışa çıkartılır.

Kardeşler arasında miras paylaşımı sözleşmesi imzalanması ise yargılamasız olarak terekenin mirasçılar arasında anlaşılarak dağıtılmasının yolunu açan yöntemdir. Miras taksim sözleşmeleri, tüm mirasçıların tarafı olduğu ve terekenin ne şekilde paylaşılacağına mirasçıların kendilerinin karar verdiği bir yöntem olarak karşınıza çıkar. Sözleşmenin mutlaka murisin vefatından sonra imzalanması gerekir. Murisin vefatından önce miras taksimi sözleşmesi yapılması, doğmamış hak üzerinde tasarruf niteliği taşıyacağından hukuken mümkün değildir. 

Mirasa dair sürmekte olan bir dava mevcut olsa dahi mirasçılar yargılamanın her aşamasında taksim sözleşmesi imzalamak suretiyle sulh olabilir ve paylaşımın nasıl gerçekleşeceği hakkında kendi aralarında bir anlaşma sağlayabilirler. Bu sözleşmeler, gelecekte doğması muhtemel hukuki ihtilaflara karşı delil teşkil edeceğinden yazılı olarak hazırlanmalıdır. Ayrıca sözleşmenin noter huzurunda tanzim edilmiş olması hâlinde bu sözleşme kullanılarak doğrudan tapuda devir işlemleri gerçekleştirilebilir.

Miras paylaşım sözleşmesinin hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun 676. maddesinde yer alan ‘’Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.’’ hükmü ile düzenlenmiştir. 

Kardeşler arasında miras paylaşımının doğuracağı sonuçların ne kadar ciddi olduğu düşünüldüğünde bu sürecin iyi yönetilmesi son derece önemlidir. Bu hususta her somut olayın getirdiği koşullar ciddiyetle ele alınmalı ve olayın gerektirdiği hukuki eylemler doğru bir şekilde hayata geçirilmelidir. Miras hukuku alanında uzman yardımı almak ve kardeşler arası miras paylaşım sürecinde profesyonel hukuki desteğe erişmek için siz de Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi ile iletişime geçebilirsiniz. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu