Konut Dokunulmazlığının İhlal Suçu ve Cezası Nedir?
Kişilerin kullanımında olan yaşam alanları ve iş yerleri, kendilerine ait olan ve korunması gereken bir özel alan oluşturur. Bir bireyin evi, dış dünyadan ayrıldığı ve korunduğu güvenli alanıdır. Evin içerisinde ailesi, sevdikleri, kıymetli eşyaları veya bir yaşam düzeni bulunan bireyin ilgili alanına dışarıdan müdahale edilmesi hukuka aykırı olarak kabul edilmiştir.
Bu doğrultuda konut dokunulmazlığı ilkesi, ülkemiz de dahil olmak üzere küresel çapta kabul görmüş evrensel bir hukuk ilkesi olarak görülmektedir. İnsana ait barınma, beslenme, giyinme, çalışma gibi hak ve özgürlükler arasında konut dokunulmazlığına da anayasal bir güvence getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 21. Maddesi ‘’Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.’’ hükmü ile konut dokunulmazlığına ilişkin en üst seviye hukuki korumayı meydana getirir.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu, doğrudan mağdura karşı işlenmiş bir haksız fiili teşkil eder. Bireylerin konutlarında ve yaşam alanlarında huzurlu, güvenli ve dış dünyadan gelebilecek tehditlere kapalı şekilde yaşama haklarının evrensel olarak kabul edilmiş olması ile aynı doğrultuda bir düzenleme de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda getirilmiştir. İlgili kanunun 116. Maddesinde yer alan ‘’Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir. Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ şeklindeki hüküm anılan fiilin suç olduğunu ve fiili işleyenlerin cezalandırılması gerektiğine ilişkin düzenlemeyi içerir.
Konut dokunulmazlığını ihlal cezası yukarıda yer alan yasa hükmüne göre temel halinde fiili işleyen failin 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılması olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Suçun ağırlaştırılmış cezayı gerektiren halleri ve indirim sebepleri de ilgili kanun hükümleri uyarınca görülebilecektir.
Burada önemle belirtilmesi gereken husus, konut dokunulmazlığı ihlali suçunun şikayete tabi suçlardan olmasıdır. Mağdurun şikayetçi olmaması halinde ilgili suçtan dolayı kolluk ve savcılık makamları tarafından kendiliğinden soruşturma yapılmaz.
İçindekiler
Konut Dokunulmazlığı İhlal Suçunun Şartları Nelerdir?
Konut dokunulmazlığı suçu, fiilen iki türde işlenebilir. Bir kişinin başkasına ait konuta rızasız biçimde girmesi bu suça ilişkin eylemi oluştururken bununla birlikte rıza ile bir konuta girip daha sonra konutu terk etmeyi reddeden kişi de suçun faili olabilecektir. İlgili suçun meydana gelmesi için mağdur kişinin ya rızasının bulunmaması, ya da başta rızası varken daha sonra bu rızanın ortadan kalkmış olmasına rağmen konutun terk edilmiyor olması gerekir.
Rızanın mevcut olmaması, suçun temel unsurları arasında yer alır. Suçu işleyen failin kim olduğu da suçun meydana gelip gelmeyeceği hususunda önem arz etmektedir. Bir evde yaşayan birden fazla kişinin bulunduğu durumlarda, kötü niyetli olmayacak şekilde yaşayan kişilerden birinin rızasının mevcut olması halinde konut dokunulmazlığının ihlal edildiğinden söz edilmesi mümkün olmayacaktır.
Konut Dokunulmazlığı İhlali Suçunda Zamanaşımı Nedir?
Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin zamanaşımı sürelerinin doğru şekilde takip edilmesi yargılamaya ilişkin eylemlerin meydana gelebilmesi için önem arz etmektedir. Anılan suça ilişkin genel zamanaşımı süresi 8 yıldır. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun meydana gelmesinin ardından sıkça karşılaşılan durumlardan biri failin kimliğinin tespit edilememesi olduğu için bu suça ilişkin zamanaşımı süresi geniş tutulmuştur.
Fakat failin kimliğinin tespit edildiği andan itibaren 6 aylık bir zamanaşımı süresinin takip edilmesi gerekir. Kimliği bilinen kişi hakkında 6 ay içinde şikayetçi olunmaz ise soruşturmanın gerçekleştirilmesi zamanaşımı nedeniyle mümkün olmaz.
Konut Dokunulmazlığı İhlali Suçunda Korunan Hukuki Yarar Nedir?
Konut dokunulmazlığının kişinin rızası dışında ihlal edilmesi hapis cezası ile cezalandırılan suçlar arasında yer alacak şekilde düzenlemeye tabi tutulmuştur. Burada korunan hukuki yarar, bireyin bağımsız biçimde, güvenli, korunaklı, huzurlu ve özgürce kendi konutunda yaşama hakkıdır.
Dışarıdan iradesi dışında kendi konutuna müdahale edilebileceğini bilen bir kişinin huzurlu şekilde dinlenebilmesi, evinde oturabilmesi mümkün değildir. Kişinin bu özgürlüğü, anayasal güvenceye tabi tutularak doğrudan temel bir hak kimliğine büründürülmüştür.
Konut Dokunulmazlığı İhlal Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller Nelerdir?
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun temel haline ilişkin ceza ve şartlardan bahsederken suçun kanun koyucu tarafından belirlenen nitelikli hallerine de değinmek önem arz eder. İlgili suçun nitelikli hallerine ilişkin yasal dayanağı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 119. maddesi oluşturmaktadır.
Anılan madde hükmü ‘’Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.’’ şeklindedir.
Anlatılanlar ve ilgili kanun uyarınca konut dokunulmazlığının ihlali suçunun nitelikli hallerinde faile verilen ceza, suçun temel halindeki cezanın bir kat artırılmış hali kadardır. Suçun silah kullanılarak, taklit suretiyle, birden fazla kişi tarafından, suç örgütlerinin korkutuculuğundan yararlanarak veya kamu görevlisinin nüfuzunu kullanması suretlerinden biriyle işlenmesi halinde faile 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilmesi mümkündür.
Konut Dokunulmazlığı Suçunda Şikayetten Vazgeçilmesi Mümkün Müdür?
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu şikayete tabi suçlardandır. Mağdurun şikayetinin bulunmadığı hallerde ilgili makamlar tarafından suça ilişkin araştırma yapılmaz. Mağdur, şikayetinden hem soruşturma aşamasında hem de davanın açılması ile birlikte başlayan kovuşturma aşamasında vazgeçebilir.
Mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmesi, sanığın da onayı ile davanın düşmesine yol açar. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilir ise dava açılmaz ve dosya takipsizlik ile sona erdirilir. Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, ceza hukuku alanında tecrübeli kadrosu ile müvekkillerine başarılı hizmetler vermektedir.