Genel Hukuki Bilgiler

Meslek Hastalığı Nedeniyle Tazminat Davası

Tarım toplumlarından sanayi ekonomilerine geçiş süreci, insan hayatını yüzyıllardır süregelen düzenden uzaklaştırmış ve yeni bir yaşam biçimiyle tanıştırmıştır. İnsanlar, küçük topluluklar halinde tarım ile uğraşırken sanayileşme hareketleri sonucunda şehirlere hızlı bir göç hareketi başlamış, insan yaşayışı ve çalışma anlayışı yeni bir hale bürünmüştür.

Bu süreçte fabrikalardaki çalışma yoğunluğunun insan bünyesine verdiği ağırlık, zorlu yaşam koşulları, kazancın yapılan işle olan orantısızlığı ve çalışma esnasında edinilen sağlık problemleri toplumsal pek çok olayın önünü açmıştır. Bu olaylar neticesinde başlayan hak arama çabaları modern hukuk sistemlerinin temelini oluşturmuş olup günümüzde iş hukuku adı verilen hukuk alanındaki çalışmaların felsefesini sağlamıştır. 

Çalışanların yaptıkları işten dolayı vücutlarının zarar görebileceği kabul edilmelidir. Ağır işler altında insani olmayan koşullarda çalışan insan bedeni, doğal süreçlere oranla çok daha hızlı şekilde zarar görür. Ayrıca çalışma esnasında solunan kimyasallar, vücudun temas ettiği zararlı maddeler, iş güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle yaşanan kazalar doğrudan kişinin vücut bütünlüğünü ve genel sağlığını etkileyen durumlara sebebiyet verir. Bu gibi durumlarda meslek hastalığı nedeniyle işten ayrılma hakkı gündeme gelir. 

Meslek Hastalığı (İş Hastalığı) Nedir?

Meslek hastalığı kanunu, özel olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu içerisinde gerçekleştirilen düzenlemeler kapsamında hukukumuzda yer edinmiştir. Meslek hastalığı kavramının tanımı 5510 sayılı Kanunun 14. maddesinde “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.” şeklinde; 6331 sayılı Kanunun 3. maddesinde ise “Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. 

Yasal tanımlar çerçevesinde meslek hastalığının çalışılan işin niteliği, riskleri ya da işin yürütülme şartları nedeniyle uğradığı her türlü hastalık veya sağlık problemini ifade ettiği söylenebilir. Meslek hastalığı yükümlülük süresi, her işin tanımına ve niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan sınıflandırmalar oranında işçinin işten ayrılışı ile hastalığın ortaya çıkışı arasındaki süredeki işveren sorumluluğunu ifade eder.

İlgili bakanlık tarafından 5 ayrı grup olarak sınıflandırılmış olan iş hastalıkları (A – B – C – D – E grupları) kimyasal maddelerle olan meslek hastalıkları, mesleki cilt hastalıkları, pnömokonyozlar ve diğer mesleki solunum sistemi hastalıkları, mesleki bulaşıcı hastalıklar ve fiziksel etkenlerle olan meslek hastalıkları olarak detaylandırılmıştır. Her meslek türüne göre hastalığın ortaya çıkmasına sebebiyet verecek maruziyet süresi, maruz kalma türü ve yükümlülük süresi ayrı ayrı belirlenmiş olup somut olaya göre değerlendirme yapılması doğru olacaktır. Meslek hastalığı tazminat yükümlülüğünü de işveren üzerinde ortaya çıkartabilmektedir.

Meslek Hastalığı (İş Hastalığı) Nedir?

Meslek Hastalığı Sayılmanın Koşulları

Meslek hastalığı raporu ile tazminat konusunda ilk olarak bir rahatsızlığın meslek hastalığı sayılmasının koşullarını incelemek gerekir. Meslek hastalığı sayılmanın yasal koşulları şu şekilde özetlenebilir:

İşçi Olma Koşulu: Doğal olarak meslek hastalığından bahsedilebilmesi için hastalanan kişinin bir işi gerçekleştirirken hastalanması ve bu kişinin sigortalı olarak çalışan bir kişi olması gerekir. Kişinin sigortalı olmadığı durumlarda da meslek hastalığına ilişkin tespit çeşitli yöntemlerle yapılabilir. 

Hastalığın İşin Yürütülmesi Esnasında Ortaya Çıkmış Olması: Meslek hastalığı kavramından söz edilebilmesi için, bireyin rahatsızlığının doğrudan mesleğin gerçekleştirilmesi ile ilgili olması gerekir. İlgili bakanlığın bu konudaki rehberleri oldukça açıklayıcıdır. Örneğin bir ofis çalışanının sigara kullanımına bağlı akciğer kanseri hastalığına tutulması meslek hastalığı olarak sayılmayacaktır. 

Belirli Bir Süre Maruz Kalma Şartı: İşçinin meslek hastalığına tutulması için belirli süre hastalık yaratan koşullara maruz kalmış olması gerekir. Aniden gelişen ya da tedbirsizlik nedeniyle birden olan olaylar sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları iş kazası olarak tanımlanır. Meslek hastalıklarının ortaya çıkması için tahmini maruz kalma süreleri bilimsel olarak ortaya koyulmuştur. 

Hastalığın Belirli Meslek Hastalıklarından Olması: Her meslek grubunun maruz kaldığı çalışma koşulları ve etken maddeler nedeniyle ortaya çıkabilecek hastalık türleri belirlidir. Buna göre yaptığı meslek ve çalışma ortamı ile bütünüyle ilişkisiz bir başka hastalık ile mücadele eden kişinin meslek hastalığına tutulduğundan söz edilemez. 

Meslek Hastalığı Durumunda İşçiye Sağlanan Haklar Nelerdir?

Meslek hastalığı durumunda işçiye sigortalılık kapsamında bir takım haklar sağlandığı gibi hukuki bazı taleplerin öne sürülmesi de gündeme getirilebilir. Sigorta kapsamında işçiye geçici işgöremezlik süresince günlük ödenek bağlanması, sürekli işgörmezlik durumu mevcut ise düzenli ödenek sağlanması, meslek hastalığı sonucu işçinin vefatı halinde yakınlarına sağlanan destekler ve tedavi masraflarına ilişkin ödeneklerin mevcut olduğu söylenebilir.

Ayrıca işçi tarafından hukuki süreç başlatılması ile yeterli şartlar mevcut ise maddi ve manevi tazminat talepleri işverene yöneltilebilir. Meslek hastalıkları tazminatı hesaplama işlemi yargılama süreci dahilinde bilirkişiler tarafından gerçekleştirilir. Bilirkişiler tazminat hesabında kusur oranını, sorumluluk çeşidini, süreleri, maluliyet veya hastalığın etkisini, kişinin kazanç oranını, sağlık giderlerini ve destekten yoksunluk miktarlarını gözeterek tazminat hesaplamasını gerçekleştirir.

 Meslek hastalıkları tazminat oranı bu gibi etkenlerin göz önüne alınması esasına dayanır. Örneğin yapılan hesaplama sonucunda işverenin kusur oranının %50 olması halinde tazminat miktarının %50’lik kısmından sorumluluk söz konusu olabilecektir. 

Meslek Hastalığı Durumunda İşçiye Sağlanan Haklar Nelerdir?

Meslek Hastalığı Maddi Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Meslek hastalığı tanımı dahilinde bir rahatsızlığa yakalanan işçi, maddi ve manevi her türlü zararları için dava açma hakkına sahiptir. Manevi tazminat, kişinin ruhani dünyasında yaşadığı sıkıntılara karşı başvurulan bir tazminat türüdür.

Maddi tazminat ise kişinin parayla ya da mal ile ölçülebilen, fiziki olarak var olan zararlara karşı talep edilebilir. Kişinin yaşamının, sağlık durumunun ya da fiziki bütünlüğünün etkilendiği olaylara karşı hukukumuzda manevi tazminat talep edilmesi mümkün olduğu gibi bu süreçte yapılan harcamalar ve yoksun kalınan kazançlara esas maddi tazminat talepleri de ileri sürülebilir. 

Meslek hastalığı kaynaklı maddi tazminat davası, olaya ilişkin her türlü bilgiyi, detayı ve somut delili içeren bir dava dilekçesinin hazırlanması ve görevli mahkemeye sunulması ile açılır. Davacı tarafından ilk olarak gerekli harçlar yatırılır, bu bedeller yargılama sonunda haksız olan tarafın sorumluluğuna bırakılır. Bu davalarda görevli mahkeme İş Mahkemeleri olup ilgili mahkemeye dava dilekçesi ve eklerinin tevzi edilmesiyle yargılama süreci başlar. Dilekçelerin tamamlanmasının ardından tahkikata geçilir ve duruşmalar başlar. Mahkeme bu süreçte gerekli görmesi halinde iş mahallinde keşife çıkabileceği gibi bilirkişiler tarafından rapor tanzim edilmesine de karar verebilir. Tüm yargılama faaliyetlerinin sonunda mahkeme, olaya ilişkin kanaatini ve kararını gerekçeli kararda açıklar. 

Meslek Hastalığı Tazminatı Ne Kadar?

Meslek hastalığı tazminatının ne kadar olacağı hususunda net bir miktarın belirtilmesi mümkün değildir. Tutar hesaplamasında kusur durumu, hastalığın niteliği ve neticesi, işgöremezlik durumu, maluliyet oranı gibi çeşitli kriterler kişinin çalışma hayatında edindiği gelir miktarı oranında hesaba tabi tutulur.

Ayrıca kişinin yaşı ve hastane masrafları da hesaplanacak tazminat miktarlarında rol oynar. Bu süreç, uzman bilgisi gerektiren ve titizlikle yönetilmesi gereken bir süreç olduğundan avukat yardımı oldukça önemlidir. Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, müvekkillerinin iş hayatından kaynaklanan hukuki sorunlarına çözüm üretme gayesiyle çalışmalarını sürdürmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu