Nefsi Müdafaa Nedir?
Haberlerde ve adli olaylarda sıkça duyulan nefsi müdafaa nedir? İnsanların öğrenmek istediği bir konudur. Nefsi müdafaanın nasıl ortaya çıktığı ve nasıl yapıldığının öğrenilmesi bu kavramın anlaşılmasına yardımcı olur.
Nefsi müdafaa bir kişinin haksız olan bir saldırıya uğradığında kendini koruması ve savunmasına verilen Arapça kökenli bir isimdir. Bu nedenle meşru ve yasal savunma olarak da adlandırılır. Meşru savunmada amaç kişinin kendisine yapılan saldırıya meydana getiren kişiyi etkisiz hale getirmesidir. Bu etkisiz hale getirme işlemini ise saldırıya uygun şekilde karşılık vererek gerçekleştirir.
Kişiler meşru müdafaayı kendilerine yapılan saldırılara karşı kendilerini savunmak için yapabilecekleri gibi bir başkasına yapılan saldırı için de yapabilirler. Ancak savunmanın meşru müdafaa olarak kabul edilebilmesi için şartların uygun olması gerekir.
İçindekiler
Meşru Müdafaanın (Savunma) Şartları
Karşılaştığı saldırı karşısında kişinin meşru müdafaa yaptığı hükmüne varılması ve ceza almaması için meşru müdafaa şartlarının gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartların gerçekleşmediği durumlarda mahkemeler tarafından kişiye ceza verilir.
Meşru müdafaa şartları iki gruba ayrılır. Bunlar saldırı ile ilgili şartlar ve savunma ile ilgili şartlardır;
1.Saldırı İle İlgili Şartlar
Kişinin kendi veya başkası için meşru müdafaa hakkını kullanabilmesi için saldırı ile ilgili şartların yerine gelmiş olması gerekir. Bu şartlar;
- Saldırının var olması
- Saldırının haksız yere yapılıyor olması
- Saldırının devam ediyor olması
- Saldırının kişinin temel hak ve özgürlüklerine yönelik yapılması
Bunun dışında savunmanın meşru müdafaa olarak kabul edilebilmesi için savunmanın saldırının gerçekleştiği anda yapılması gerekir. İleriye dönük verilen karşılıklar meşru savunma olarak kabul edilmez ve kişinin ceza alması kaçınılmaz olur.
2.Savunma İle İlgili Şartlar
Kişinin gerçekleştirdiği eylemin meşru savunma olması için şartların uygun olması gerekir. Savunma ile ilgili ilk şart saldırana karşılık yapılıyor olmasıdır. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin yakınlarına yapılan eylem müdafaa olarak kabul edilmez. İ
kinci şart ise zorunluluk halinde yapılıyor olmasıdır. Gerçekleşen saldırının özelliklerine uygun şekilde savunmanın gerçekleşmiş olması şarttır. Bu şartlara uygun olmayacak şekilde gerçekleşen savunma meşru müdafaanın sınırın aşıldığını belirtir. Bu nedenle de savunmayı yapan kişinin ceza alması mümkün olur.
Meşru Savunmada (Meşru Müdafaada) Sınırın Aşılması
Saldırıya uğrayan kişinin yaptığı eylemin meşru savunma olarak kabul edilebilmesi için eylemin saldırı ile orantılı şekilde gerçekleşmesi mümkündür. Saldırı ve savunma arasında belirli bir orantı yoksa eğer meşru savunmada sınırın aşıldığından bahsetmek gerekir. Sınırın aşılması ise 3 farklı şekilde gerçekleşir. Bunlar;
Korku, heyecan ve telaşla sınırın aşılması: Saldırı gerçekleştiğinde kişi yaşadığı korku, telaş veya heyecan nedeniyle sınırı aşan bir savunma gerçekleştirir. Ancak burada olayı yaşanan kişiden çok herhangi bir kişi baz alınır. Kişinin eylemi korku, heyecan veya telaşla gerçekleştirdiğine kanaat getirilirse sınırı aşmaktan ceza almaz.
Sınırın kasıtlı olarak aşılması: Saldırıyı gerçekleştiren kişiye kasıtlı olarak zarar verilmesini kapsar. Bir kişinin malvarlığına zarar verilmesine karşılık zarar veren kişiyi ağır yaralaması ya da öldürmesi kasta girer. Bu nedenle eylemi gerçekleştiren kişi yaptığından dolayı ceza alır.
Hatalı olarak sınırın aşılması: Kişinin hata yaparak sınırı aşma durumudur. Burada kişinin yapacağı hatanın taksirli suç olarak kabul görmüyor olması gerekir. Taksirli suç grubuna giriyorsa kişi ceza alır. Ancak hata ile gerçekleştirdiği eylem taksirli suç grubuna girmiyorsa ceza almaz.
Meşru müdafaadan sınırın aşılması için olayın gerçekleşmesi zamanı, gerçekleşme anı ve eylem dikkatli bir şekilde incelenir. Yapılan incelemeye göre sınırın hangi türde aşıldığı belirlenerek ceza verilir veya ceza verilmez.
Ceza Hukukunda Zorunluluk Hali
Zorunluluk hali ve meşru müdafaa iki farklı eylemdir. Ancak birbirleriyle sıklıkla karıştırılırlar. Zorunluluk halinin meşru savunmadan farkı ortada haksız saldırı yerine tehlikenin olmasıdır. Ayrıca zorunluluk halinde kişinin tehlikeden kurtulmak için başka bir şansının olmaması gerekir.
Meşru müdafaada saldırı kişiler tarafından gerçekleşirken zorunluluk halinde tehlikenin insan kaynaklı olmaması da mümkündür. Ayrıca zorunluluk altında olan kişinin bu tehlikede kusuru olmayan kişiye yönelik eylemde de bulunması da mümkündür. Zorunluluk halinin meşru olması için ayrıca kişinin tehlikeden kaçamayacak durumda olması gerekir. Aksi takdirde zorunluluk halinin ifade edilmesi mümkün olmaz.
Kişinin eylemi zorunluluktan dolayı yaptığı ispat edilirse ceza alması gerekmez. Ayrıca tehlike ile yapılan eylemin orantısı olması gerektiğinden orantısız gerçekleşen eylem söz konusu ise ceza alması gerekir.
Meşru Müdafaa (Savunma) Ve Zorunluluk Hali Yargıtay Kararları
Meşru müdafaa (savunma) ve zorunluluk hali için Yargıtay tarafından emsal olacak kararlar vardır. Bu kararlar benzer olaylarda kişilerin ceza alması veya almaması konusunda örnek teşkil ederler. Bu iki eylem için örnek Yargıtay kararları şunlardır;
Meşru Savunmada Sınırın Aşılması Koşulları?
Kişilerin yaşadıkları saldırılara karşı meşru müdafaa hakları vardır. Bu haklarına yerine getirirken sınırları aşmaları mümkündür. Yargıtay tarafından kişilerin sınırları aşması için gerekli olan koşullar belirlenmiştir. Bu koşullar şunlardır;
- Savunma gerçekleştirilirken saldırının devam ediyor olması ya da var olması şarttır.
- Savunma yapan kişinin savunma esnasında yaşadığı telaş, heyecan ya da korkudan dolayı sınırı aşmış olması şarttır.
- Savunmayı yapan kişinin ölçüyü kendi lehine olacak şekilde aşmış olması şarttır.
- Kişinin hakkını savunma yaparak koruyabilecek durumda olması şarttır.
Bu şartların ortada olduğu kanıtlanırsa mahkemeler tarafından kişiye yaptığı meşru savunmada sınırı aştığı için ceza verilmez. Ancak savunmayı gerçekleştiren kişi bu şartlardan bağımsız olarak sınırı aşmışsa ceza alması kaçınılmazdır.
Polisin Meşru Savunma Sınırını Kast Olmaksızın Aşması
Polisin heyecan nedeniyle dur ihtarına uymayan kaçakların araçları yerine araç içine ateş etmesi ve araçtaki kişileri yaralaması olayı Yargıtay tarafından meşru müdafaa kapsamına alınmıştır. Polis eylemi kasıtlı olarak yapmadığı ve heyecanla gerçekleştirdiği için ceza almaması gerektiğine hüküm verilmiştir. (2016)
Hastalığın Tedavisi “Zorunluluk Hali” Nedeniyle Soy Bağının Değiştirilmesi
Hasta bir çocuğun tedavisinin yapılabilmesi için soy bağının değiştirildiği olayda çocuğun hayatını tehlikeye atan bir durumun olması nedeniyle eylem zorunluluk hali olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle Yargıtay tarafından soy bağını değiştiren kişilerin yaptıkları işten dolayı ceza almamaları hükmü verilmiştir. (Yargıtay 2016)
Zorunluluk Hali Nedeniyle Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanma
Başkasına ait olan kimlik bilgilerinin kullanılması ile ilgili görülen davada tehlike içeren bir zorunluluk hali nedeniyle eylemim gerçekleştiği görülmüştür. Bu nedenle kimlik bilgilerini kullanan kişilerin yaptığı işlemden dolayı ceza almamasına karar verilmiştir. (Yargıtay 2015)
Kendisine Silah Doğrultulan Kişinin Meşru Savunma Hakkı
Bir kişinin kendine silah doğrultan bir kişiyi vurduğu olay üzerine görülen davada silahla ateş açan kişinin meşru müdafaa yaptığına karar verilmiştir. Çünkü aksi takdirde saldırganın eylemi gerçekleştirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle kendisine silah doğrultan kişiye kendini korumak için ateş ettiğine karar verilmiştir. (Yargıtay 2014)
Polisin Meşru Savunma Sınırını Kast Olmaksızın Aşması
Hırsızların peşine düşen bir polisin kaçan araçta bulunan hırsızları yaralaması olayı ile ilgili görülen davada polisin meşru savunma yaptığına karar verilmiştir. Polis eylemi heyecan içerisinde aracın tekerlerine ateş etmek isterken yaptığını kanıtlamış ve bu sayede ceza almamıştır. (Yargıtay 2016)
Meşru Savunma Ve Haksız Tahrik Şartları
Bir adamın karısı ile ilişki esnasında yakaladığı adama saldırması esnasında kasten yaralandığı davada yaralama eylemini gerçekleştiren şahsın meşru müdafaa yapmadığına kanaat getirilmiştir. Çünkü gerçekleştirdiği yasak ilişki nedeniyle adam tarafından verilecek tepkiyi göze aldığı öngörülmüştür. Bu nedenle saldırı esnasında kadının kocasını yaralaması nedeniyle ceza almasına hükmedilmiştir. Karar esnasında suçlunun haksız tahrik altında olup olmadığı yönünde kendini savunma hakkının bulunduğu da belirtilmiştir. (Yargıtay 2012 Kararı)
Sarhoş Olan Saldırgana Karşı Meşru Müdafaada Sınırın Aşılması
Evine giren ve cinsel istismara yönelen sarhoş saldırganı tüfekle öldüren kadının meşru müdafaa yaptığı ve eylemi korku altında gerçekleştirdiğine karar verilmiştir. Tüfekle vurma öncesinde failin saldırganda silah olup olmadığını görecek kadar kendinde olmadığı için orantısızlık durumunun mazur görüleceği belirtilmiştir. Bu nedenle saldırganı öldüren failin ceza almamasına karar verilmiştir. (Yargıtay 2008)
Zorunluluk Hali Altında İşlenen Dolandırıcılık Suçu
Hasta olan bir kişinin tedavi olabilmesi için hastaneye başkasına ait bir kimlik veya belgeyle gelmesi hastalık nedeniyle hayati tehlike oluşturduğu için zorunluluk hali kabul edilmiştir. Bu durumda Yargıtay kararıyla hastaneyi dolandıran kişinin ceza almamasına hükmedilmiştir. (Yargıtay 2017)
Sonuç
Kişilerin haksız saldırıya uğramaları durumunda kendilerini savunmaları ve korumaları gerekir. Yaptıkları bu eylem meşru müdafaa olarak anılır. Meşru müdafaa yapan kişi sınırları aşmadığı ve şartları sağladığı durumlarda yaptığı savunmada saldırgana zarar verirse ceza almaz. Ancak aksi durumda ceza alması mümkündür.
sinaneroglu.av.tr meşru müdafaa üzerine çalışan avukatlara sahiptir. Bu konu ile ilgili yeterli bilgiyi almak isterler büro ile iletişime geçebilirler. Ayrıca meşru müdafaa eylemini gerçekleştiren kişiler haklarını savunması için büro avukatları ile çalışabilirler. Büro avukatları bu alanda uzman oldukları için müvekkillerinin haklarını sonuna kadar savunurlar.
Danışmanlık ve hizmet almak için hemen bizlerle İLETİŞİME GEÇİN