Genel

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası

Türk Hukuku, çeşitli olayların gerçekleşmesi sonucunda bir malın paylı veya hisseli şekilde mülkiyet hakkının aynı anda birden fazla kişiye ait olmasına izin verir. Terekenin dağıtılması esnasında veya icra yolu ile satışın gerçekleşmesi ile birlikte sıklıkla karşı karşıya kalınan bu ortaklık durumu kişinin mülkiyet sahibi olunan şey üzerindeki hareket kabiliyetini kısıtlayabilir.

İstenmeyen bu ortaklıkların ortadan kaldırılması amacı ile başvurulması gereken hukuki kurum, ortaklığın giderilmesi davası olarak ortaya çıkmıştır. Ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgili merak ettiğiniz detaylara gelin birlikte göz atalım.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?

Ortaklığın giderilmesi davası, eski hukuki tabir ile izale-i şuyu; paylı mülkiyete veyahut elbirliği ile mülkiyete konu olan, taşınır veya taşınmaz her türlü mal üzerinde kurulmuş kişiler arasındaki ortaklığın ortadan kaldırılması için açılan dava türüne verilen isimdir.

Türk Medeni Kanunu’nun 698 ve 699. maddeleri vasıtası ile düzenlenen ve uygulama alanı bulan izale-i şuyu davası, taşınır veya taşınmaz olmasına bakılmaksızın mülkiyeti üzerinde ortaklık bulunan her türlü mal için açılabilir. Paylı mülkiyetin sona ermesi başlıklı TMK’nın 698. maddesi ‘’Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir…’’ hükmünü içermekle ilgili davanın uygulama alanı bulmasının hukuki kaynağını oluşturur.

Paylı mülkiyetin veya elbirliğiyle mülkiyetin giderilmesi, ortaklığın giderilmesi davası ile mümkün olabilir. Paylı mülkiyet, bir malın üzerinde birden fazla kişinin toplam payın belirli bölümüne sahip olması halinde mevcut olan mülkiyet türüne verilen isimdir. Elbirliğiyle mülkiyet ise mal üzerinde birden fazla kişinin mülkiyet hakkının bulunması fakat payların belli olmaması halidir.

Dava, mülkiyet hakkına sahip tüm ortakları taraf göstermek suretiyle açılır. Ortaklığın yalnızca bir bölümünün giderilmesi talebi geçersizdir. Ortaklık, dava yoluyla 3 şekilde giderilebilir. Davayı açan davacı kişi, ortaklığın hangi şekilde giderilmesini istediğini de belirtmelidir. Bu usullerden ilki aynen taksim usulüdür. Aynen taksim yolu, bir taşınmazın ortaklar arasında mahkeme tarafından parçalara ayrılarak davanın tarafları arasında paylaştırılması ile ortaklığın giderilmesi yoludur.

İkinci seçenek, ortaklığın satış yolu ile giderilmesi şeklindedir. Bu seçenek tercih edilirse mahkeme, davaya konu malın satılmasını sağlayacak ve pay sahiplerine payları oranında dağıtım yaparak ortaklığın giderilmesini sağlar. Üçüncü bahsedilmesi gereken seçenek ise muhdesatın aidiyetinin tespiti yoludur.

Muhdesat, taşınmaz üzerinde ortaklardan birinin veya birkaçının iddia edebileceği; taşınmaz üzerinde diğer harici ortakların payının olmadığı yapı ve varlıklara verilen isimdir. Böylesi bir yapıyı siz yaptırmış iseniz, mahkemeden bunun tespitini isteyerek ortaklığın giderilmesinde hak kaybı yaşamamak için gerekli tedbiri almalısınız.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?

Ortaklığın Giderilmesi Davası Neden Açılır?

İzale-i şuyu davaları, paylı mülkiyetin veya elbirliğiyle mülkiyetin giderilmesini isteyen ortak tarafından bunun mahkeme eli ile gerçekleştirilmesini sağlamak maksadı ile açılır. Paydaşlardan birinin veya tamamının mülkiyet üzerindeki ortaklığın ortadan kaldırılmasını istemesi neticesinde ortaklığın giderilmesi davası süreci başlar. Ortaklardan birinin borçlu durumda olması da ortaklığın giderilmesi talebinin meydana gelmesine sebebiyet verebilir.

Ortaklığın giderilmesi davası arabuluculuk zorunluluğu olan bir dava türüdür. Dava süreci başlamadan önce davanın tarafları arasında zorunlu arabuluculuk süreci şartının tamamlanması gerekir. Arabuluculuk süreci içerisinde mülkiyet hakkına sahip tüm ortakların katılımı ile ortaklığın giderilmesi noktasında bir sonuca ulaşılırsa, dava süreci başlamadan hedeflenen hukuki sonuca ulaşılmış olur.

Ortaklığın giderilmesi davası, pay oranına bakılmaksızın tüm ortaklara karşı açılmalıdır. Bu sebeple arabuluculuk sürecine de tüm ortaklar dahil olabileceklerdir. Arabuluculuk süreci sonunda anlaşma gerçekleşmezse, dava süreci başlar. Ortaklığın giderilmesi davası dilekçesi hazırlayarak arabuluculuk sürecinin sona ermesi ile dava sürecini başlatabilirsiniz.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Tarafları

Ortaklığın giderilmesi davası, tüm ortaklara karşı açılabilir. Davayı açmak için ise pay sahiplerinden herhangi birisinin davacı olması yeterlidir. Davacının payının toplam paya oranı veya payı nasıl elde ettiği gibi hususlar davanın açılmasında değerlendirilmesi gereken hususlardan değildir. Davacı taraf olarak dikkat etmeniz gereken husus, yalnızca davaya konu mülkiyetin tüm paydaşlarının davaya dahil edilmesidir.

Eğer paydaşlardan biri veya birden fazlası vefat etmişse, ilgili paydaşın tüm mirasçıları davaya taraf edilir. Fakat dava ile taşınmaz üzerindeki ortaklığın bir kısmının giderilmesi istenemez. Tıpkı tüm pay sahiplerinin davaya taraf olması gerektiği gibi taşınmaz üzerindeki ortaklığın bütünüyle giderilmesi şarttır. Hukuken mülkiyetin yalnızca bir kısmı üzerindeki ortaklığın giderilmesi talebinin herhangi bir geçerliliği yoktur. Ortaklığın giderilmesi davası zamanaşımı kuralı olan bir dava türü değildir. Bu dava, herhangi bir zaman aşımı süresine tabi olmaz.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Ne Kadar Sürer?

İzale-i şuyu davasının ne kadar süreceği hususunda pek çok belirleyici etken bulunmaktadır. Taraf sayısı, taraflara tebligat yapılabilmesi durumu, tarafların yurt dışında yaşıyor olabilme durumları, tarafların davaya katılımı, taraflardan birinin veya birkaçının vefat etmesi sonucu paylarının mirasçılarına kalması, tarafların ortaklığın giderilmesi yönünde ortak bir iradelerinin olması gibi taraflardan kaynaklanan durumlar ve mahkemenin iş yükü, yargılamanın mahiyeti, keşif gibi işlemlerin yapılmasının gerekip gerekmediği, yargılama esnasında yaşanan hakim değişikliği gibi sebepler yargılama süresini uzatan veya kısaltan temel etkenleri oluşturur.

Açacak olduğunuz ortaklığın giderilmesi davası ortalama 1 ile 1.5 yıl arasında tamamlanır. Bu süre tarafların ortak iradesi ile davanın açılması halinde çok daha kısa olabileceği gibi yukarıda anılan sebeplerin bir veya birden fazlasının aynı anda var olması sebebiyle uzayabilir. Bu bakımdan davacı olarak yapmanız gereken, dava dilekçeniz ile birlikte ortaklığın giderilmesi davası harcı yatırmak ve sürecin kısalması için davanın tarafı olarak elinizden geleni yapmaktan ibarettir. Davanın açılışı esnasında ödenecek harçlar, sabit tutarlı önceden belirlenmiş harçlardır.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Ne Kadar Sürer?

Ortaklığın Giderilmesi Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Ortaklığın giderilmesi davasının nerede ve hangi mahkemede açılacağı konusu sıkça merak edilir. Ortaklığın giderilmesi davası görevli mahkeme, ortaklığın giderilmesinin istendiği malın taşınır veya taşınmaz olmasına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemeleridir. İzale-i şuyu davaları yalnızca sulh hukuk mahkemelerinde açılır. Ortaklığın giderilmesi davası yetkili mahkeme, ortaklığın giderilmesinin istendiği malın taşınır veya taşınmaz olmasına göre değişkenlik gösterir.

Davaya konu mal, taşınır bir mal ise davalılardan birinin yerleşim yeri sulh hukuk mahkemeleri yetkilidir. Davaya konu mal, bir adet taşınmaz ise yetkili mahkeme o taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemeleri olur. Ortaklığın giderilmesi talebine konu taşınmazlar birden fazla ise, yetkili mahkeme bu taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemeleridir.

Yetki ve görev kuralları, davanın açılmasından önce göz önüne alınması gereken en önemli hususlardan biridir. Davayı kesin görevli mahkeme olan sulh hukuk mahkemelerinde ve yukarıda anlatılan yetki kurallarından hangisinin talebinize konu mal için geçerli olduğuna dikkat ederek yetkili olan yer mahkemelerinde açmaya dikkat etmelisiniz. Dava açılış sürecinde dikkat etmeniz gereken bir diğer husus ise ortaklığın giderilmesi davası masrafları hususudur. Ortaklığın giderilmesi davası harcı maktu harçlardan olup ilgili taşınır veya taşınmazın bedeli ile alakalı değildir. Dava sonunda ortaklık satış yolu ile giderilmişse binde 11,38; aynen taksim yolu ile giderilmişse binde 4,55 oranında ilam harcı alınır.

Ortaklığın Giderilmesi Davasına İlişkin Yargıtay Kararları

Türk Medeni Kanunu ile kanuni zemin bulan ve halk arasında hukuki ihtilaf arasında en çok soru işareti olan izale-i şuyu davası, yıllar içinde gelişen istikrarlı yargıtay kararları ile de konusu ve uygulanma biçimi bakımından açıklığa kavuşturulmuştur. İlgili dava hakkında istikrarlı olarak yerleşmiş Yargıtay kararlarından örnekler şu şekildedir:

  • Tüm ortakların davaya davalı sıfatıyla katılması gerektiğine ilişkin karar: “…ortaklığın giderilmesi davalarının, tapuda paydaş bulunanların “tamamına” husumet yöneltilerek yürütülmesi gerekir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1993/6-809 E. 1994/59 K. sayılı ve 16.02.1994 tarihli ilamı)
  • Davanın taşınmaz üzerindeki tüm ortaklığın giderilmesi için açılması gerektiğine ilişkin karar: “…taşınmazdaki, bir kısım “payın” ortaklığının giderilmesi mümkün değildir. Gerek MK. gerekse usul hükümlerine göre bir malın ancak, “bütününde” ortaklığın giderilmesi istenebilir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1996/6-350 E. 1996/450 K. sayılı ve 05.06.1996 tarihli ilamı)
  • Paylı mülkiyet halinde yalnızca belirli payların giderilmesi için dava açılamayacağına ilişkin karar: “…müşterek mülkiyette, belirli “payların” ortaklığının giderilmesi için karar verilemez…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1985/6-371 E. 1985/892 K. sayılı ve 08.11.1985 tarihli ilamı)
  • Ortaklar, dava sonunda ortaklığın giderilmesi davası masrafları konusuna payları kadar katlanırlar: ‘’…Ortaklığın giderilmesi davalarında, kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemez. Payları oranında yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, taraflara “payları oranında” yükletilir…’’ (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2005/9580 E. 2005/10903 K. sayılı ve 28.11.2005 tarihli ilamı)
  • Ortaklığın giderilmesi davası harcı da kararlarda yer edinmiştir: ‘’…Bir taşınmazın satış sureti ile ortaklığın giderilmesinde, satış bedeli üzerinden binde 6 harç alınır. Harç, taşınmazın keşifte belirlenen değeri değil, satış bedeli dikkate alınır…’’ (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2002/231 E. 2002/578 K. sayılı ve 31.01.2002 tarihli ilamı)
  • Ortaklığın giderilmesi davası vekalet ücreti vekille temsil edilen tüm taraflara hükmedilir: ‘’…Bu davalarda, vekili bulunan tüm taraflar yararına avukatlık ücreti takdiri gerekir. Vekili olanın davacı veya davalı safında olmasının bir önemi yoktur…’’ (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2002/1961 E. 2002/172 K. sayılı ve 26.03.2002 tarihli ilamı)
  • Muhdesatın tespitinin istenmesinde hukuki yarar olduğu kanaati vardır: ‘’…taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davası, taşınmazın satışı sureti ile ortaklığın giderilmesi şeklinde sonuçlanmıştır. Davacı, murisine ait taşınmaz üzerinde bulunan binanın kendisi tarafından yapıldığının tespitini istemekte hukuki yararı vardır…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1996/4-134 E. 1996/273 K. sayılı ve 17.04.1996 tarihli ilamı)
  • Muhdesatın tespiti davasının açılması, ortaklığın giderimesi davası için bir bekletici sebeptir: “…ortaklığın giderilmesi davalarında, taşınmaz üzerindeki muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini iddia eden ortağa, bu konuda dava açması için, usulün 367. maddesi uyarınca 10 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 10 günlük süresi içerisinde muhdesatın mülkiyetinin tespiti davası açılmış ise, bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir…”. (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2008/293 E. 2008/3463 K. sayılı ve 16.09.2008 tarihli ilamı)
  • Muhdesatın tespiti halinde paylaştırma usulü şu şekilde belirlenmiştir: ‘’…oran kurulurken, muhdesatın ve arzın “dava tarihi” itibari ile ayrı ayrı değeri takdir ettirilir. Satış bedeli dağılımında, muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine, arza isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi gerekir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/6-1166 E. 2001/1164 K. sayılı ve 26.12.2001 tarihli ilamı)

Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasına ilişkin süreç, nitelikli bilgiyi gerektiren; özenli ve disiplinli olunması önemli bir süreçtir. Bu süreçte her türlü soru ve sorunlarınız hakkında danışmanlık hizmeti almak veya dava sürecini uzman avukatlara emanet etmek isterseniz, alanında uzman Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi’ne ulaşabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu