Genel

Sebepsiz Zenginleşme

Herhangi bir haklı sebebe dayanmadığı halde, kişinin malvarlığında meydana gelen artış sebepsiz zenginleşme olarak tabir edilir. Sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için, artış gösteren malvarlığının kaynağının gösterilememesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, zenginleşmenin müdahalesi veya umulmayan bir olay neticesinde ortaya çıkar.

Sebepsiz zenginleşme konusu 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 61. ve 62. Maddelerinde ayrıntılı olarak yer verilmiştir. 61. Maddede sebepsiz zenginleşmeye, haklı bir sebep olmaksızın zenginleşme olarak yer verilmiştir. 62. Maddede sebepsiz zenginleşme, özel ve sebepsiz zenginleşme hali, borç olmayan şeyin tediyesi olarak belirtilmiştir.

Sebepsiz zenginleşmenin şartları;

  • Bir başkanının emeği ve malı üzerinde tasarruf sağlayarak, kişinin hukuki olmayan yöntemlerle malvarlığını artırması,
  • Kişinin malvarlığının artırarak zenginleşmesinin hukuki bir sebebe dayanmaması,
  • Zenginleşen ile fakirleşen arasında illiyet bağının bulunması,

Türk Borçlar Kanunu’na göre sebepsiz zenginleşmenin şartlarını oluşturur.

Sebepsiz Zenginleşme Nedir?

Sebepsiz zenginleşme iki türlü ortaya çıkar. Birinci durumda hukuki sebebin mevcut olmaması durumudur. Bu durumda irade beyanları birbirine uygun değildir. Ehliyet, izin ve bunun gibi geçerlilik ve etkinlik unsurlarının mevcut olmaması durumunda, hukuki olarak zenginleşmeye esas teşkil eden işlemler ile ilgi kurulamaz. Kanunda belirtilen geçerli olmayan sebep, ifadesinin sebeplerini ortaya çıkartır. Bu durumda sebepsiz zenginleşmeye esas teşkil eden hukuki işlem geçersiz duruma gelir. Taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlü olurlar.

Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu ikinci sebep, gerçekleşmemiş bir sebebe dayanarak zenginleşmedir. Bir olayın gerçekleşmesi ihtimaline karşılık, edinimin ifasından kaynaklı zenginleşmedir. Edinimin ifası gerçekleşmezse, edimi ifa ederek sebepsiz zenginleşen aleyhine hukuki yollara başvurulur.

Bu tür sebepsiz zenginleşmeler genellikle koşullu sözleşmelere bağlı olarak ortaya çıkar. Sözleşmede yer alan şartlar yerine getirilmediğinde, edinim ifasını gerçekleştiren kişi hakkında sebepsiz zenginleşmeden bahsedilir. Bu duruma bağlı olarak fakirleşen taraf, sebepsiz zenginleşen aleyhine alacak davası açar. Sözleşmenin şartları yerine getirildiği durumlarda, sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez.

Başlangıçta hukuki bir sebepten zenginleşme meydana gelip, sonradan hukuki sebepleri ortadan kalktığında da, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilir.

Sebepsiz Zenginleşme Nedir

Sebepsiz Zenginleşme Davası Şartları Nelerdir?

Borçlar Kanunu’nda sebepsiz zenginleşme, sorumluluğun kaynaklarında biri olarak görülür. Bir taraf zenginleşirken, diğer taraf fakirleşir. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşen ile fakirleşen arasında hukuka uygun olarak bir nedensellik bağının bulunması, zenginleşmenin hukuka uygun olmaması gerekir.

Sebepsiz zenginleşme sebebine karşı açılan davalarda, sebepsiz zenginleşen aleyhine sadece mal varlığındaki eksilmelerin giderilmesine yönelik dava açılabilir. Sebepsiz zenginleşme, alacaklıya ikinci derece dava hakkı ortaya çıkartır. Alacağın asli nitelikteki davarda önlenmesi durumunda, sebepsiz zenginleşme davası açılmaz.

Sebepsiz Zenginleştirme Davası Nerede Açılır?

Sebepsiz zenginleştirme davalarına bakmaya yetkili mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer. Sebepsiz zenginleştirme davaları, yer bakımından davalının ikametgahının bulunduğu asliye hukuk mahkemeleri davayı görmeye yetkilidir. Ticari ve İş Hukuku konusuna giren konularda sebepsiz zenginleşme davalarında, arabuluculuk sistemi çalıştırılır. Arabuluculuğa başvuru yapılmadan asliye ceza mahkemesine başvurulduğunda, dava kabul edilmeyerek usul yönünden reddedilir.

Sebepsiz Zenginleşmede Zaman Aşımı

Sebepsiz zenginleşmede, sebepsiz zenginleşme şartlarının oluştuktan sonra, hak sahibinin geri isteme hakkını öğrendiği tarihte başlayarak iki yıl ve zenginleşmenin şartlarının oluşmasında başlayarak on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Sebepsiz zenginleşme hangi yolla işlenirse işlensin, hukuki olarak zenginleşen, fakirleşen tarafa borcunu geri vermekle yükümlüdür.

Sebepsiz Zenginleşmede Zaman Aşımı

Sebepsiz Zenginleşmede Yargıtay Kararları

Davacı, davalı ile araç satışına konu 02.04.2004 tarihli sözleşme imzaladıklarını, sözleşmeye hükümlerine göre, davalı şirket tarafından araç için çekilen banka kredi ödemelerini davacı tarafından yapılacağını, kredi taksitleri bittikten sonra aracın teslimi yönünde anlaştıklarını, taksitlerin bitmesine rağmen aracın devredilmediğini, ihtarname yöntemi ile ödediği toplam 41.360 TL parayı istediğini, davalı hakkında icra takibine karşılık, davalının itiraz ettiğini, takibe konu itirazın iptaline ilişkin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9848 sayılı Kararında, trafik siciline kayıtlı araçların satış işlemlerini ve her türlü sözleşmelerin 2918 sayılı Kanun gereğince noterde resen düzenlenmesi gerektiği, başka türlü sözleşmelerin baştan itibaren geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmelerin borç ve alacak hakkı oluşturmayacağını, tarafların dosya kapsamına göre, sebepsiz zenginleşme şartlarına bağlı olarak taraflar verdiklerini aracın fatura bedeli üzerinden geri isteyebileceklerine hükmetmiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8631 sayılı Kararında, tapulu taşınmazlara ilişkin satışların, resmi şekilde yapılmadığı takdirde, Noter Kanunu’nun 60. Maddesi ve Tapu Kanunu’nun 26. Maddesi gereğince hukuken geçersiz olduğunu, Geçersiz sözleşmelerin kişilere hak ve borç doğurmayacağını, taraflar sebepsiz zenginleşme koşullarına bağlı olarak, verdiklerini geri isteyebileceğini, herkesin aldığını iade etmesi gerektiğine hükmetmiştir.

21.09.2004 tarihinde Davacı evli olduğu halde, çekişmeye konu taşınmazı satış yapmak suretiyle davalıya temlik ettiğini, 02.02.2012 tarihinde boşandığı, davacı dava dilekçesinde beyanla, davalı ile evlenmek niyeti temlik yaptığını, ileri sürmüştür. Konuya ilişkin açılan davaya ilişkin hakim, temlik edilenin istemine ilişkin, ahlaka ve hukuka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla temlik edilen şeyin geri istenemeyeceğine hükmetmiştir. Yargıtay 1 Hukuk Dairesi 2018/15158 sayılı Kararında, yapılan açıklamalar dayandırılarak, davacının evli olduğu halde, gayri resmi birliktelik içerisinde olduğunu, bu birlikteliği sürdürebilmek için iradi olarak temliki yaptığı, olaydan hileden söz edilemeyeceği, TBK’nın 81. Maddesine göre taşınmazın geri istenemeyeceğine hükmetmiştir.

Davacı taraf vesayet altındaki küçüğün muris babasının üyelik yöntemi ile davalı kooperatifte dairesi olduğunu, kooperatif borcu olarak 12 bin TL ödeme yapmasına rağmen, kooperatifin vesayet altındaki küçükten haksız olarak 21.010.06 TL gecikme tazminatı talep ettiğini, bu miktarın ödenmemesi durumunda kooperatif ortaklığının sona erdirileceğini, davalının böyle bir borcunun olmadığını, fazla ödenen 1000 TL’nin istirdadını talep etmiştir. Konuya ilişkin davanın görüldüğü asliye hukuk mahkemesi, davacı tarafa 22. 480.36 TL daha ödeme yapması karşılığında ıslah dilekçesi ile 27.384.82 TL sebepsiz zenginleşme sebebiyle alacak davası olarak ıslah etmiştir.

Davalı taraf ihtarnameye dayalı olarak tespit davacı açamayacağını, babasının vefatı sebebiyle tek mirasçı olan davacı kooperatif olduğunu, davacının itirazda bulunmadığını, parasal yükümlülüklerin davacıya geçmesi sebebiyle davanın haksız yere açıldığını iddia etmiştir. Mahkeme konuya ilişkin davanın kabulü ile davalıdan tahsiline yönünde hükmetmiştir. Yargıtay dosya incelemesinde, davalının itirazını yerinde görmeyerek, kararın onanması yönünde hükmetmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu