Genel

TCK 123 Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Tck 123 Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Türk Ceza Kanunu’nda kişilerin huzur ve sükununu bozmayı yasaklayan bir hükümdür.

Bu hüküm uyarınca, yüksek ses çıkarmak, tehdit edici dil veya davranışlar kullanmak veya diğer rahatsız edici davranışlarda bulunmak gibi başkalarının huzur ve sükunetini bozan davranışlarda bulunmak suçtur. Bu suçun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebilir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunun Oluşumu

Türk hukukuna göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, bir kişinin başkalarının huzur ve sükunetini bozan davranışlarda bulunması halinde işlenmektedir. Bu, yüksek sesler çıkarmayı, tehdit edici bir dil veya davranış kullanmayı veya diğer rahatsız edici davranış biçimlerine dahil olmayı içerebilir.

Savcının bu suçtan suçlu bulunabilmesi için sanığın davranışının kasıtlı olduğunu ve başkalarının huzur ve sükunetini bozma etkisine sahip olduğunu kanıtlaması gerekir. Sanığın belirli bir zarar veya zarara yol açma niyetinde olması gerekli değildir, ancak savcı, sanığın davranışının başkalarının huzurunu ve sükunetini bozma olasılığının yüksek olduğunu göstermelidir. Bu suçun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebilir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunun Unsurları

Türk hukukuna göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu aşağıdaki unsurları içermektedir:

  • Sanık, başkalarının huzur ve sükunetini bozan davranışlarda bulunmuştur. Bu, yüksek sesler çıkarmayı, tehdit edici bir dil veya davranış kullanmayı veya diğer rahatsız edici davranış biçimlerine dahil olmayı içerebilir.
  • Sanığın davranışı kasıtlıydı. Bu, sanığın başkalarının huzur ve sükununu bozma kastı ile hareket etmiş olması gerektiği anlamına gelir. Sanığın belirli bir zarar veya zarar verme kastı olması şart değildir, ancak savcı sanığın başkalarının huzur ve sükununu bozmak kastıyla hareket ettiğini ispat etmelidir.
  • Sanığın davranışı, başkalarının huzur ve sükunetini bozma etkisine sahipti. Bu, sanığın davranışının aslında başkalarının rahatsız veya sıkıntılı hissetmesine neden olmuş olması gerektiği anlamına gelir.

Bu suçun cezasının, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebileceğini not etmek önemlidir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Şikayetten Vazgeçme

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozma şikayeti, şikayette bulunan kişi tarafından geri alınabilir. Bu, şikayette bulunan kişinin artık konuyu takip etmek istememesi durumunda şikayetin geri çekilmesini talep edebileceği anlamına gelir.

Şikâyetten vazgeçilmesi halinde suçla ilgili cezai kovuşturma sonlandırılır. Ancak, bir şikayeti geri çekme kararının her zaman şikayette bulunan kişinin kontrolünde olmadığını belirtmek önemlidir. Bazı durumlarda, savcı şikayet geri çekilmiş olsa bile konunun takibine karar verebilir.

Bir şikayetin geri çekilmesinin, sanığın masum olduğu veya iddia edilen suçun işlenmediği anlamına gelmediğini de belirtmek gerekir. Şikayeti geri çekme kararı, suçluluk veya masumiyet sorunundan ayrıdır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Şikayetten Vazgeçme

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Uzlaşma

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozma davasına karışan tarafların anlaşmaya vararak meseleyi çözmesi mümkündür.

Bu nitelikteki durumlarda taraflar, arabuluculuk yoluyla veya doğrudan birbirleriyle mahkeme dışında anlaşmaya varabilirler. Taraflar bir anlaşmaya varmaları halinde, anlaşmanın şartlarını onay için mahkemeye sunabilirler. Mahkeme anlaşmayı onaylarsa, suçla ilgili cezai kovuşturma sonlandırılacak.

Bir anlaşmaya varma kararının isteğe bağlı olduğunu ve her iki tarafça verilmesi gerektiğini not etmek önemlidir. Taraflardan biri sözleşmenin şartlarını kabul etmezse, dava mahkemede görülmeye devam edecektir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Sosyal Medya

Türk hukukuna göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun sosyal medya kullanılarak işlenmesi mümkündür. Bu, tehdit edici veya taciz edici yorumlar yapmak için sosyal medya platformlarının kullanılmasını veya başkalarının huzurunu ve sükunetini bozan diğer davranış biçimlerinde yer almayı içerebilir.

Bir kişi bu suçtan suçlu bulunursa, para veya hapis gibi cezai yaptırımlara tabi tutulabilir. Bu suçun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebilir.

Sosyal medya kullanımının diğer iletişim biçimleriyle aynı yasa ve yönetmeliklere tabi olduğunu unutmamak önemlidir. Çevrimiçi davranışlarınıza dikkat etmeniz ve başkalarının haklarına ve mahremiyetine saygı duymanız önemlidir.

Danışmanlık hizmeti almak için hemen avukata sor sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Yetkili Mahkeme

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu içeren davalara genellikle ceza mahkemeleri bakar. Belirli bir dava üzerinde yargı yetkisine sahip olan belirli mahkeme, suçun niteliğine ve ciddiyetine, ayrıca sanığın bulunduğu yere ve diğer faktörlere bağlı olacaktır.

Genelde bu tür davalara sulh ceza mahkemelerinde veya asliye ceza mahkemelerinde bakılır. Küçük suçlara ilişkin davalara sulh ceza mahkemeleri, daha ağır suçlara ilişkin davalara ise asliye ceza mahkemeleri bakar.

Türk yargı sisteminin iki ana kola ayrıldığına dikkat etmek önemlidir: hukuk mahkemeleri ve ceza mahkemeleri. Tck 123 kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu gibi cezai suçları içeren davalara bakmakla ceza mahkemeleri, hukuk uyuşmazlıklarını içeren davalara bakmakla hukuk mahkemeleri sorumludur.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunun Cezası

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun cezası, davranışın ağırlığına ve suçu çevreleyen koşullara göre değişebilmektedir. Genel olarak, bu suç altı aya kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır. Özel ceza, davanın gerçeklerine ve varsa sanığın sabıka geçmişine göre mahkeme tarafından belirlenecektir.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ceza gerektiren suçlar için bir dizi potansiyel ceza öngördüğünü ve mahkemenin belirli bir davada en uygun gördüğü cezayı verme takdirine sahip olduğunu belirtmek önemlidir. Mahkeme, suçun niteliği, sanığın sabıka geçmişi ve suçun mağdur ve toplum üzerindeki etkisi dahil olmak üzere çeşitli faktörleri dikkate alacaktır.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunun Cezası

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Para Cezası Ne Kadar?

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara göre değişebilir. Para cezasının kesin miktarı, davanın gerçeklerine ve varsa sanığın sabıka geçmişine göre mahkeme tarafından belirlenecektir.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma para cezası Genel olarak, birkaç yüz Türk Lirasından birkaç bin Türk Lirasına kadar değişebilir. Kesin miktar, suçun doğası, sanığın suç geçmişi ve suçun mağdur ve toplum üzerindeki etkisi gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ceza gerektiren suçlar için bir dizi potansiyel ceza öngördüğünü ve mahkemenin belirli bir davada en uygun gördüğü cezayı verme takdirine sahip olduğunu belirtmek önemlidir. Mahkeme, suçun niteliği, sanığın sabıka geçmişi ve suçun mağdur ve toplum üzerindeki etkisi dahil olmak üzere çeşitli faktörleri dikkate alacaktır.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Şikayete Bağlı Mı?

Türk hukukuna göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genellikle şikayete bağlı bir suç olarak kabul edilmekte olup, bu suç hakkında ceza davası açılabilmesi için şikayette bulunulması gerektiği anlamına gelmektedir.

Yani bir kişinin bu suçtan yargılanabilmesi için rahatsız olan kişi veya olaya tanık olan bir başkası tarafından yetkililere şikayette bulunulması gerekiyor. Şikayet, suçun işlenmesinden sonra belirli bir süre içinde yapılmalı ve yetkililerin sanığı ve iddia edilen suçu tespit etmesine yetecek kadar bilgi sağlamalıdır.

Yetkili makamlar şikayeti destekleyecek yeterli delil olduğunu tespit ederse, sanık hakkında cezai işlem başlatabilirler. Sanık daha sonra mahkemede iddialara karşı kendini savunma fırsatı bulacaktır.

Cezai kovuşturma başlatma kararının nihai olarak, davayı takip edip etmemeye karar verirken kanıtları ve yürürlükteki yasaları dikkate alacak olan savcıya bağlı olduğuna dikkat etmek önemlidir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Ne Demek?

Tck 123 kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) kişilerin huzur ve sükununu bozmayı yasaklayan bir hükümdür. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, bir kişinin başkalarının huzur ve sükununu bozan davranışlarda bulunması halinde işlenmiş olur. Bu, yüksek sesler çıkarmayı, tehdit edici bir dil veya davranış kullanmayı veya diğer rahatsız edici davranış biçimlerine dahil olmayı içerebilir.

Savcının bu suçtan suçlu bulunabilmesi için sanığın davranışının kasıtlı olduğunu ve başkalarının huzur ve sükunetini bozma etkisine sahip olduğunu kanıtlaması gerekir. Sanığın belirli bir zarar veya zarara yol açma niyetinde olması gerekli değildir, ancak savcı, sanığın davranışının başkalarının huzurunu ve sükunetini bozma olasılığının yüksek olduğunu göstermelidir. Bu suçun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebilir.

Tck 123 Şikayete Bağlı Mı?

Türk hukukuna göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genellikle şikayete bağlı bir suç olarak kabul edilmekte olup, bu suç hakkında ceza davası açılabilmesi için şikayette bulunulması gerektiği anlamına gelmektedir.

Yani bir kişinin bu suçtan yargılanabilmesi için rahatsız olan kişi veya olaya tanık olan bir başkası tarafından yetkililere şikayette bulunulması gerekiyor. Şikayet, suçun işlenmesinden sonra belirli bir süre içinde yapılmalı ve yetkililerin sanığı ve iddia edilen suçu tespit etmesine yetecek kadar bilgi sağlamalıdır.

Yetkili makamlar şikayeti destekleyecek yeterli delil olduğunu tespit ederse, sanık hakkında cezai işlem başlatabilirler. Sanık daha sonra mahkemede iddialara karşı kendini savunma fırsatı bulacaktır.

Cezai kovuşturma başlatma kararının nihai olarak, davayı takip edip etmemeye karar verirken kanıtları ve yürürlükteki yasaları dikkate alacak olan savcıya bağlı olduğuna dikkat etmek önemlidir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay, Türkiye’deki en yüksek temyiz mahkemesidir. Alt mahkemelerden gelen temyiz başvurularını incelemek ve hukuki konularda bağlayıcı kararlar vermekten sorumludur.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu içeren bir dava Yargıtay’a götürülürse, mahkeme alt mahkemenin kararını inceleyecek ve aşağıdaki hususlarda bağlayıcı bir karar verecektir. Bu, alt mahkemenin yasayı doğru bir şekilde uygulayıp uygulamadığına veya duruşmada sunulan kanıtların mahkumiyeti desteklemek için yeterli olup olmadığına karar vermeyi içerebilir.

Yargıtay’ın bir davanın gerçeklerini yeniden inceleme veya delilleri yeniden değerlendirme yetkisi olmadığını belirtmek önemlidir. Görevi, temyizde ortaya çıkan yasal sorunları incelemekle sınırlıdır.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Manevi Tazminat

Türk hukukuna göre, kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçundan suçlu bulunan bir kişinin manevi tazminat ödemesine karar verilmesi mümkündür.

Manevi zararlar, mağdurun suç sonucunda maruz kaldığı ekonomik olmayan zararı tazmin etmek için tasarlanmış bir tazminat şeklidir. Bu, duygusal sıkıntı, itibar kaybı veya diğer maddi olmayan kayıplar için tazminat içerebilir.

Belirli bir davada hükmedilebilecek manevi tazminat miktarı, davanın özel koşullarına ve mağdurun uğradığı zarara bağlı olacaktır. Mahkeme, verilecek manevi tazminat miktarını belirlerken suçun ağırlığı, suçun mağdur üzerindeki etkisi ve sanığın ödeme gücü dahil olmak üzere çeşitli faktörleri dikkate alacaktır.

Manevi zararların, mağdurun cepten yaptığı harcamaları ve diğer ekonomik kayıpları tazmin etmek için tasarlanmış ekonomik zararlardan farklı olduğuna dikkat etmek önemlidir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu içeren davalarda, olayın özel koşullarına bağlı olarak ekonomik tazminata da hükmedilebilir.

Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Beraat

Bir kişi, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan yargılanır ve akabinde beraat ederse, bu suçtan beraat etmiş demektir.

Bir beraat kararı, suçlamayı destekleyecek kanıt eksikliği, yasa veya olgu hatası veya sanığın suçluluğunun sorgulanmasına neden olan diğer koşullar dahil olmak üzere bir dizi nedenden dolayı ortaya çıkabilir.

Bireylerin huzur ve sükununu bozma suçundan beraat eden kişi serbest bırakılır ve bu suçlamayla ilgili herhangi bir hukuki yaptırım uygulanmaz.

Türk hukuk sisteminin adil yargılanma hakkını ve masumiyet karinesini sağladığını ve bir suçla itham edilen bir kişinin, makul şüphenin ötesinde suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğunu not etmek önemlidir.

Tavsiye Yazımızı İnceleyebilirsiniz. Velayet Altındaki Çocuğun Yurt Dışına Götürülmesi

Sonuç

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) başkalarının huzur ve sükunetini bozmayı yasaklayan bir hükümdür. Bu, yüksek sesler çıkarmayı, tehdit edici bir dil veya davranış kullanmayı veya diğer rahatsız edici davranış biçimlerine dahil olmayı içerebilir.

Savcının bu suçtan suçlu bulunabilmesi için sanığın davranışının kasıtlı olduğunu ve başkalarının huzur ve sükunetini bozma etkisine sahip olduğunu kanıtlaması gerekir. Sanığın belirli bir zarar veya zarara yol açma niyetinde olması gerekli değildir, ancak savcı, sanığın davranışının başkalarının huzurunu ve sükunetini bozma olasılığının yüksek olduğunu göstermelidir.

Bu suçun cezası, davranışın ciddiyetine ve suçu çevreleyen koşullara bağlı olarak değişebilir. Genellikle altı aya kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır. Özel ceza, davanın gerçeklerine ve varsa sanığın sabıka geçmişine göre mahkeme tarafından belirlenecektir.

Genelde bu nitelikteki davalara, suçun ağırlığına göre sulh ceza mahkemelerinde veya asliye ceza mahkemelerinde bakılır. Cezai kovuşturma başlatma kararı, nihai olarak, davayı takip edip etmemeye karar verirken kanıtları ve geçerli yasaları dikkate alacak olan savcıya bağlıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu