Vasiyetname
Miras bırakanın, vefatından önce son istekleri, arzuları ve mirasından kimlerin ne oranda faydalanacağını bildiren, yazılı, sözlü ve beyana vasiyetname denir. Vasiyetname, kişinin el yazısı ile yazılabileceği gibi, noter, hakim gibi vasiyetnameyi onaylamaya yetkili kişilerce de onaylanır. Vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için, şartlarını yerine getirmesi gerekir.
Miras bırakan el yazısı veya yetkili makamca onaylanan vasiyetnamesini, şartları oluşması durumunda, vefatından önce değiştirme yetkisine sahiptir. Mirasçıların, vasiyetnameye itiraz hakkı vardır. Şartları oluşmaması durumunda, vasiyetname geçerliliğini yitirir. Bu durumda hak sahipleri, mirastan şartlarına uyan oranda hak alırlar.
İçindekiler
Vasiyetname Nedir?
Vasiyetname, miras bırakanın mirasına ilişkin paylaşımların belirlenmesi için hazırlanan belgedir. Vasiyetnamede bırakılan mirasın, mirasçılar açısından ne şekilde kullanılacağı, arzu ve istekleri de yer alabilir. Noter veya hakim onayı ile resmiyet kazanan vasiyetname, koşulları yerine getirildiğinde, miras bırakanın el yazısı veya sözlü beyanı da vasiyetnamenin konusuna girer.
Miras bırakanın vefatı ile;
- Mirasçılar belirtilen oranda hak sahibi olur.
- Vekaletnameye bağlı olarak, mirasçılardan bazıları mirastan çıkartılabilir.
- Normal şartlarda mirasçı olmayan kişiler, vekaletname şartlarına göre mirasçı olarak atanabilir.
- Vekaletname şartlarında belirtilmişse, miras atayan, bırakmış olduğu mirasın tasarrufuna ilişkin şartlar koyabilir, ayrıca yedek mirasçı tayin edebilir.
- Mirasçı, tüm tasarruflarını vakıf, dernek gibi kuruluşlara vasiyet edebilir.
Tüm bunların gerçekleşmesi için, düzenlenen vasiyetnamenin geçerli kabul edilmesi ve şartlarını yerine getirmesi gerekir. Vasiyetname, vasiyet bırakanın ölümüne bağlı olarak, tek taraflı bir tasarruftur. Vasiyetnamenin geçerli olması için, miras bırakanın irade beyanın, mirasçıya ulaşmasına iletilmesine ve mirasçının bunu kabul etmesine gerek yoktur. Vasiyetnamenin sonuçları miras bırakanın ölümüyle ortaya çıkar. Mirasçı yaşadığı sürece vasiyetnameyi değiştirebilir, eklemeler yapabilir. Bu durum hukuka uygundur.
Vasiyetname Çeşitleri
Vasiyetname ve çeşitleri Türk Medeni Kanunu Madde 532-537-538-539-341’de ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Vasiyetname;
- Resmi vasiyetname,
- Sözlü vasiyetname,
- El yazılı vasiyetname,
Olmak üzere üçe ayrılır. Resmi vasiyetname oluşturulurken, iki tanığın katılımı ve resmi memurun onayı gerekir. Burada resmi memur denilince, noter, sulh hakimi veya kanunla yetki verilen diğer görevliler anlaşılmalıdır. Vasiyetnamenin resmileştirilmesinde görev alan memur ve tanıklar, aranan şartları yerine getirmesi gerekir.
Kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar, fiil ehliyeti olmayanlar, okur-yazar olmayanlar hiçbir şekilde resmi vasiyetname oluşturulmasında görev alamazlar. Şartları yerine getirmeyen kişilerin katılımı ile oluşturulan vasiyetname, itiraza elverişli vasiyetnamelerden olup, iptal edilebilir. Resmi vasiyetname oluşturulmasında görev alan ve tanıklık yapan kişilerin, mirastan kazanım elde etmeleri durumunda, yapılan itirazlar kabul edildiğinde, kişi yönünden vekaletname kısmi olarak geçersiz olur. Diğer maddeler geçerliliğini korur.
Resmi vasiyetname imzalanarak ve okunarak oluşturulan vasiyetname olarak ikiyi ayrılır. Okunarak hazırlanan resmi vasiyetnamede, miras bırakan sözlü olarak istek ve arzularını belirtir, bu sözler memur tarafından yazıya aktarılarak onaylanır. Yazılı resmi vasiyetnamede, kişinin sözlü olarak beyanı gerekmez. Kişi daha önce hazırladığı vasiyetnamesini onaya sunar, görevli memur tanıklar huzurunda vasiyetnameyi okunur. Tanıklar ve memur vasiyetnamenin doğruluğunu imzaları ile tasdik ederler.
Miras bırakanın tamamını kendi el yazısı ile oluşturduğu ve imzaladığı vasiyetnameye, el yazısı ile vasiyetname ismi verilir. Bu tür vasiyetnamelerin tamamının mirasçı tarafından yazılması, tarih atması ve imzalaması gerekir. Vasiyet nameye ekleme ve çıkarma yapılması durumunda da aynı şekilde miras bırakan tarafından tarih atılarak imzalanması ve kendi el yazısı ile yazılması gerekir.
Miras bırakan vasiyetname tarihi olarak, vasiyetnamenin tamamlandığı tarih olmalıdır. Okuma-yazma bilmeyenler veya yeterli düzeyde olmayan kişiler el yazısı ile vasiyetname hazırlayamazlar. Belirtilen hususlar dışında oluşturulan yazılı vasiyetnameler geçerliliğini koruyamaz. El yazısı ile oluşturulan vasiyetnameler, kişinin ölümünden sonra açıklanmak üzere, kişi veya kurumlara verilebilir, bir yerde muhafaza edilebilir.
Vasiyetname çeşitleri arasında yer alan sözlü vasiyetname, olağanüstü bir halin varlığı durumunda, yazılı veya resmi vasiyetname hazırlamaya imkan bulunmayan durumlarda hazırlanan vasiyetname olarak Türk Medeni Kanunu’nda yer verilmiştir. Ancak diğer vasiyetname hazırlama yöntemlerinin olanaklı olması durumunda, sözlü vasiyetname geçerliliğini yitirir.
Sözlü vasiyetin şartları yerine getirildikten sonra, geçerli olabilmesi için, öncelikle vasiyete tanıklık edecek kişilerin varlığı söz konusudur. Tanıklardan biri, vasiyet edenin sözlerini yazıya geçirerek müşterek imzalarlar. Yer ve zaman belirterek Mahkemeye bildirir. Hakim onayından geçen sözlü vasiyetname geçerlilik kazanır.
Diğer bir yöntem, tanıkların vasiyetname sahibinin sözlerinin doğrudan Mahkemeye sözlü olarak sunulmasıdır. Zorunlu durumlar oluşması durumunda, hastanede hastanenin en üst makamında bulanan yetkili doktor, askerde teğmen ve üst rütbedeki askerler, ülke sınırları dışında, seyahat aracının yetkili organı resim makam onayı gibi, vasiyetname sahibinin sözlerini yazılı hale getirerek onaylamaya yetkilidir.
Vasiyetname Düzenleyebilme Şartları Nelerdir?
Miras bırakanın vasiyetname düzenleyebilmesi şartları, Türk Medeni Kanunu Madde 502’de düzenlenmiştir. Vasiyetname düzenleyenin 15 yaşını doldurmuş olması, ayırt etme gücünün yerinde olması gerekir. Miras bırakanın tereke üzerinde sınırsız tasarrufu söz konusu değildir. Hakları bulunan paylı mirasçıların hakkı vasiyetname ile ihlal edilmemelidir.
Miras bırakan, mirasçıların saklı paylarına dokunmayacak şekilde, ölümüne bağlı olarak tasarruflarına ilişkin vasiyetname düzenleme hakkına sahiptir. Vasiyetnamenin, miras bırakanın ölümü ile geçerlilik kazanması için, vasiyetname şartlarının Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen şartları yerine getirmesi gerekir.
Vasiyetnamenin Açılması
Vasiyetnameler, miras bırakanın vefatı ile, Sulh hukuk hakimliğine sunulduktan sonra en geç bir ay içinde açılır. Sulh Hukuk Hakimi vasiyetnameyi ilgililer hazır bulunduğu halde açarak okur ve tebliğ eder. Sulh Hukuk Hakimi, vasiyetnameye ilişkin eda hükmü veremez. Vasiyetname Sulh Hukuk Hakimi tarafından açılıp okunmadıkça, tapuda işlem görmez.
Vasiyetnamenin İptal Davası
Vasiyetname hukuki bir işlemdir. Kanun koyucu vefat edenin, son arzularına önem verdiğinden, koşulları bakımından geçerli olmasa bile, vasiyetnamenin kesin hükümsüz olasını kabul etmez. Bu tür vasiyetnamelerin iptal edilebilir olmasını öngörmüştür.
Kurucu unsurları oluşturulmuş ve yürürlüğe girmiş vasiyetnamelerin geçerli olması için, ehliyet ve şekil şartlarını yerine getirmesi, hukuka ve ahlaka aykırı olmaması gerekir. Bu şartları oluşturmasa bile vasiyetname kesin hükümsüz değildir. Hukuken bunun yerine iptal edilebilirliği kabul edilir.
Vasiyetnamenin kurucu unsurlarının bulunması durumunda, vasiyetname yok hükmündedir. Vasiyetnamenin iptali davası, mirasçının hak sahipleri, vasiyetnameye göre tasarruf sahipleri tarafından açılabilir. İptal davası vasiyetnamenin tamamı veya bazı bölümleri için açılabilir. Vasiyetname iptal davası açılmış olsa bile, dava karara bağlanana kadar, vasiyetname geçerliliğini devam ettirir.
Vasiyetname İle İlgili Yargıtay Kararları
Hukuki bir menfaat kalmadığı belirtilerek, vasiyetnamenin tenfizi davasında, vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün ve iptaline ilişkin dava, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, vasiyetnamenin reddine ilişkin davaların sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına giren çekişmesiz yargı kararlarından olmadığı gerekçe gösterilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Konuya ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi, konunun çekişmesiz yargı işlemlerinden olduğunu, çekişmesiz yargı işlerinin sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiği yönünde karar vermiştir. Bu hususta Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2015/9266 sayılı kararında, mal varlığı ve değer davalarında, aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiğini hükmetmişti.
Tüm dava, dosya ve sorularınız için bizimle İletişime Geçiniz!